DOLAR

34,2546$% 0.02

EURO

37,6288% -0.14

STERLİN

44,8906£% -0.03

GRAM ALTIN

2.886,31%-0,79

ÇEYREK ALTIN

4.930,00%-0,44

TAM ALTIN

19.660,00%-0,44

İmsak Vakti a 02:00
İstanbul AÇIK 23°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a

Uzmanlar Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Almanya ziyaretini değerlendirdi. “Erdoğan’ın Hamas sevdasını bırakmasında fayda var.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. İlhan Uzgel, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Almanya ziyaretindeki söylemine ilişkin, “Hamas dedikçe Filistinliler daha iyi konumda olmuyorlar. O yüzden bu Hamas sevdasını bırakmasında fayda var Erdoğan’ın. Filistin halkına yardım etmenin çok fazla yolu var. O yollar mutlaka Hamas üzerinden geçmeyebilir” değerlendirmesini yaptı. Akademisyen Prof. Dr. Ayhan Kaya, “Belki Erdoğan’ın İsrail karşıtı kullandığı söylem, Filistin yanlısı olarak kullandığı söylem uluslararası siyasette meşruiyeti olan bir söylem olsa da ve ‘Küresel Güney’in temsilcisi olma şeklindeki beklentisini gerçekleştirebilecek potansiyeli sağlamış olsa da işin öte yanı itibariyle; aynı liderin kendi iç siyasetinde, kendi ülkesinde kurduğu söylemin bir o kadar destekleyici nitelikte olması gerekir” diye konuştu. The German Marshall Fund Ankara Direktörü Özgür Ünlühisarcıklı ise Almanya’nın Türkiye’nin Eurofighter Typhoon talebinde mesafeli davranmasının gerekçesinin, Amerikan Kongresi’nin F-16 tedariğine engel olma gerekçeleriyle birbirine benzediğini belirtti.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, resmi temaslarda bulunmak üzere dün Almanya’nın başkenti Berlin’e gitti. Erdoğan ziyareti kapsamında Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier ve Almanya Başbakanı Olaf Scholz ile görüştü. CHP Genel Başkan Yardımcısı ve CHP’nin gölge kabinesinde Dışişleri Bakanlığı’ndan sorumlu Prof. Dr. İlhan Uzgel, İstanbul Bilgi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler ve Siyaset Bilimi Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Ayhan Kaya ve The German Marshall Fund Ankara Direktörü Özgür Ünlühisarcıklı Erdoğan’ın ziyaretini ve gündemde olan konuları ANKA Haber Ajansı’na değerlendirdi.

UZGEL: DÜNYA LİDERLERİNE AYAR VEREN ERDOĞAN PORTRESİNİN ÇİZİLMEYE ÇALIŞILMASI ÇOK ESKİDİ

Erdoğan’ın ziyaretini “Dış politikayı çok popülist bir anlayışla kullandığı yeni bir örneği Almanya gezisi” olarak nitelendiren CHP Genel Başkan Yardımcısı ve CHP’nin gölge kabinesinde Dışişleri Bakanlığı’ndan sorumlu Prof. Dr. İlhan Uzgel, görüşmenin medyada yer alış şekline ilişkin, “Hamaset dolu, bir şey yapıyormuş gibi görünen, doğrudan kendi seçmeninin algısına çalışan bir görüşme sürecine tanık olduk” dedi. Uzgel devamında, “Dünya liderlerine ayar veren bir Erdoğan portresinin çizilmeye çalışılması çok eskidi” ifadesini kullandı.

Kamera Sistemleri Fiyatları

Uzgel, Alman medyasındaki haberlere ilişkin şu değerlendirmeyi yaptı:

“‘Bu görüşme zor geçti’ deyince sanki bunu Erdoğan Almanya’nın zayıf olduğu bir görüşmeymiş gibi sunmaya çalışıyorlar. Bu da çok rahatsız edici. Oradaki Alman medyasının kastettiği şey, ‘Sen Türkiye’nin Cumhurbaşkanı ile niye görüşüyorsun’ demek istiyor aslında Alman medyası kendi Başbakanı’na. ‘Görüşme zor geçecek’ derken kastettikleri bu yani. ‘Bu iyi bir görüşme değil’ demek istiyorlar. ‘Erdoğan’ı ciddiye almayalım’ demek istiyorlar. Bütün diplomatik süreçleri neredeyse ‘Almanya bizi kıskanıyor’ tarzında ele almaya başladılar. Bu doğru değil. Cumhurbaşkanı geçsin bizim karşımıza, Almanya’da neyin pazarlığını yaptın, yani arka kapıda nelerin pazarlığını yaptığını bize anlatsın, ona göre değerlendirelim.”

Almanya, İngiltere, İspanya ve İtalya’nın ortak geliştirdiği ve Almanya’nın henüz onay vermediği Türkiye’nin Eurofighter Typhoon savaş uçağı talebi konusunda Uzgel şunları kaydetti:

“DONDURMA YERKEN, ‘SAVAŞ UÇAĞI ALALIM’ DENMEZ”

“Ciddi ciddi bir Eurofighter alımı içinde olacaksa Türkiye ya gidersiniz önce pazarlığını yaparsınız, bunları görüşürsünüz. Sonuçta bir hükümet bir silah sistemi alacaksa, onun yetkisi dahilindedir, bunun üzerine pazarlık yapabilir, bunun alım koşulları üzerine müzakereler yapar. Bunlar da bir şey yok. Ama mesela Putin ile görüştüğünde Erdoğan ‘Su-35 alalım’ diyor. Dondurma yerken, ‘Savaş uçağı alalım’ denmez. Bunlar daha ciddi yapılması gereken işler. Bu sefer Almanya ‘ben vermem’ diyor.

Eurofighter savaş uçağı satışına Almanya izin vermeyecek ise zaten o zaman kamuoyu önünde bunu tartışmaya da gerek yok ki. Gidersiniz Almanya’yı ikna etmek için bir şey yaparsınız. Eğer bütün bunları; Amerika F-16 vermiyor, Kongre nazlanıyor, o yüzden bakın bizim alternatifimiz var, başka savaş uçağı üretenler de var, biz de Almanya’dan alırız… Almanya da vermiyor işte.”

“HEM BATI İLE DİDİŞİYORSUN, DİDİŞTİĞİN BATI’DAN UÇAK ALMAYA ÇALIŞIYORSUN, HER YERDEN ELİN BOŞ DÖNÜYORSUN”

Uzgel, ayrıca, “Tek adam yönetimi cumhurbaşkanlığı olunca kararlar çok daha efektif alınacaktı, çok daha hızlı alınacaktı, bürokratik mekanizmalar artık takılmayacak, öyle olmadı. Türkiye bir savaş uçağı alamadı. F-35 olmadı, çıkarıldı. F-16 Amerika vermiyor, Putin’den Su-35 istedin olmuyor. Şimdi gidiyorsun Eurofighter alacaksın, ona da Almanya ‘vermem’ diyor. Dış politika sürecinin bir parçası bu. Hem Batı ile didişiyorsun, sonra o didiştiğin Batı ile gidip oradan uçak almaya çalışıyorsun, her yerden elin boş dönüyorsun” değerlendirmesini yaptı.

“ERDOĞAN’IN HAMAS SEVDASINI BIRAKMASINDA FAYDA VAR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İsrail ve Hamas ile ilgili söylemleri hakkında Uzgel şöyle konuştu:

“AKP bir dönem, 2000’lerde Hamas ile el-Fetih arasında arabuluculuk yapar konumdan doğrudan neredeyse Hamas’ın yanında konumlandı. Bu iyi bir konumlanma değil. Filistin halkını savunmak için Hamas’ı savunmak zorunda değiliz, Hamas’a ihtiyacımız yok. Bence Filistin halkının da Hamas’a ihtiyacı yok. Filistin siyasetinin bu arada kendisini toparlaması gerekiyor. Direniş olacaksa bu direnişin bir sürü şekli var, bir sürü yolu var. O yüzden de bu Hamas odaklı Filistin siyaseti, Filistin politikası çökmeye mahkumdur. Her yerde bunu gündeme getirmek, her yerde bunun için komşularla, müttefik ülkelerle itişip kakışmanın bir alemi de yok, bir faydası yok. Çünkü Filistinlilere faydası olmuyor. Yani Hamas dedikçe Filistinliler daha iyi konumda olmuyorlar. Hamas dedikçe İsrail daha az bomba atıyor değil. Hamas dedikçe acil yardım Filistin’e, Gazze’ye ulaşıyor değil. O yüzden bu Hamas sevdasını bırakmasında fayda var Erdoğan’ın. Filistin halkına yardım etmenin çok fazla yolu var. O yollar mutlaka Hamas üzerinden geçmeyebilir.”

PROF. DR. KAYA: ERDOĞAN “KÜRESEL GÜNEY”İN TEMSİLCİSİ OLMA BEKLENTİSİNİ GERÇEKLEŞTİREBİLECEK POTANSİYELİ SAĞLASA DA, KENDİ İÇ SİYASETİNDE KURDUĞU SÖYLEMİN DE DESTEKLEYİCİ OLMASI GEREKİR

İstanbul Bilgi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler ve Siyaset Bilimi Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Ayhan Kaya, Erdoğan’ın 2020 yılından sonra yaptığı ilk Almanya ziyaretinde, görüşmelerde Almanya devletinin temsilcilerinin doğrudan İsrail’i destekleyen açıklamalarının ön planda olduğunu kaydetti. Kaya devamında şu değerlendirmeyi yaptı:

“Unutmamak gerekir ki, ne zaman İsrail’e ilişkin bir sorun ortaya çıksa, her zaman Almanya devleti ve hatta pek çok Avrupa devleti İkinci Dünya Savaşı ve öncesinden kaynaklanan soykırım, Holokost gibi nedenlerden ötürü İsrail devletinin yanında yer almaktadır ve hatta Almanya için İsrail devletinin politikaları, değerlendirmeleri adeta Almanya devletinin bir varlık nedeni olarak nitelendirildiğini de unutmamak gerekir. Dolayısıyla Alman siyasetçilerinden büyük ölçüde bu koşullarda İsrail karşıtı bir değerlendirme pek de beklediğimizi özellikle söylemek gerekir.”

Erdoğan’ın bu ziyareti uluslararası siyasette “Küresel Güney”in temsilcisi olma iddiasıyla kullanma eğiliminde olacağını belirten Kaya, “Göründüğü kadarıyla diğer konular, İsrail ve Gazze gündeminin çok daha gerisinde kalmış gibi görünüyordu” dedi. Kaya ayrıca şunları şöyledi:

“‘Küresel Güney’in temsilcisi olmak, birtakım pratik koşulların hayata geçirilmesiyle mümkün olabilir. Bir yandan belki Erdoğan’ın İsrail karşıtı kullandığı söylem, Filistin yanlısı olarak kullandığı söylem uluslararası siyasette meşruiyeti olan bir söylem olsa da ve ‘Küresel Güney’in temsilcisi olma şeklindeki beklentisini gerçekleştirebilecek potansiyeli sağlamış olsa da işin öte yanı itibariyle; aynı liderin kendi iç siyasetinde, kendi ülkesinde kurduğu söylemin bir o kadar destekleyici nitelikte olması gerekir. Türkiye’de ifade özgürlüğünde ortaya çıkan sıkıntılar, yargıda ortaya çıkan sıkıntılar, doğrudan uluslararası yatırımların giderek Türkiye’den ayrılıyor olması şeklindeki gelişmeler, güçler ayrılığı konusunda ortaya çıkan birtakım tehditler, özellikle nitelikli insan gücünün göç etmesi gibi gelişmeleri de birlikte düşündüğümüz zaman Erdoğan’ın İsrail karşıtı söylemiyle birlikte açıkçası gelecek açısından bunlar Erdoğan’ın ‘Küresel Güney’in temsilcisi olma beklentisine zarar verebilecek gelişmeler olarak değerlendirilebilir diye düşünüyorum.”

“KAMUOYUNUN ADALETİ ÖN PLANDA TUTAN SÖYLEMLERE DAHA FAZLA TEVECCÜH GÖSTERMESİ GEREKİYOR”

Önde gelen ülkelerdeki üst düzey siyasal söylemlerinin, ‘Batı ile Doğu’, ‘Kuzey ile Güney’, ‘İslam ile Hıristiyanlık’, ‘İslam ile Yahudilik’ veya ‘Yahudilik ile Hıristiyanlık’ arasındaki çizgilerin daha da derinleşmesine olanak sağlayacağını belirten Kaya, kamuoyuna önemli bir görev düştüğünü söyledi. Kaya sözlerini şöyle sürdürdü:

“Kamuoyunun adaleti ön planda tutan söylemlere daha fazla teveccüh göstermesi gerekiyor. Yine şunu unutmamak gerekiyor ki, özellikle yakın zamanlarda, yine hatırlayacak olursak Marmara gemisinin İsrail askerleri tarafından basıldığı ve çok sayıda Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının öldürüldüğü o dönemde de onu gördük, maalesef dünyanın pek çok yerinde Filistin davasını savunan aktörlerin gerek sivil toplum aktörleri olsun gerek siyasal aktörler olsun kendi çıkarları doğrultusunda kullandıklarını gözlemliyoruz, kendi söylemlerini meşru kılabilmek için kullandıklarını, araçsallaştırdıklarını görebiliyoruz. Maalesef Filistin yanlısı söylem kullanan siyasetçilerin, devlet insanlarının bu tavırlarının Filistinli insanların, Filistin halkının çıkarına hizmet etmediğine tanık olduğumuzu da geçtiğimiz yıllardaki deneyimlerimize ve belki de bugünkü deneyimlerimize bakarak söylemekte ve hatırlatmakta fayda olduğu kanaatindeyim.”

ÖZGÜR ÜNLÜHİSARCIKLI: TÜRKİYE’NİN HAVACILIK ALANINDA ASKERİ ALIMLARINI ÇEŞİTLENDİRMESİ DOĞRU BİR STRATEJİ

The German Marshall Fund Ankara Direktörü Özgür Ünlühisarcıklı, Erdoğan’ın yaptığı görüşmelerin Orta Doğu krizinin gölgesi altında geçmesiyle birlikte üç somut konunun olduğunu belirtti. Bunlardan ilkinin Eurofighter talebi olduğunu söyleyen Ünlühisarcıklı, “Türkiye’nin özellikle havacılık alanında askeri alımlarını çeşitlendirmesi doğru bir strateji. Çünkü Amerika’dan gelişmiş silah sistemleri almanın ne kadar zor olduğunu sürekli olarak Türkiye yaşıyor. Kongre meselesi var ama bu çoğu zaman engel olarak Türkiye’nin karşısına çıkıyor. Dolayısıyla Türkiye’nin çeşitlendirmek istemesi doğru ve mümkün olduğu kadar çeşitlendirirken bunu NATO ülkelerinin sistemlerine doğru yapması da aslında doğru bir strateji, hem siyasi açıdan hem de Türkiye’nin kullandığı silah sistemlerinin birbiriyle uyumu açısından” dedi.

“AMERİKAN KONGRESİ’NİN ENGEL OLMA GEREKÇELERİYLE ALMANYA’NIN MESAFELİ DAVRANMA GEREKÇELERİ BİRBİRİNE BENZİYOR”

Eurofighter Typhoon’un İngiltere, Almanya, İtalya ve İspanya’nın olduğu dört ülkeli bir ortaklık yapısına sahip olduğunu belirten Ünlühisarcıklı, Almanya’nın itirazının nedenlerine ilişkin şunları kaydetti:

“Amerikan Kongresi’nin engel olma gerekçeleriyle aslında Almanya’nın mesafeli davranma gerekçeleri birbirine benziyor. Üç konu ön plana çıkıyor. Birincisi Türkiye’deki demokrasinin kalitesi, insan hakları meselesi. İkincisi Türkiye’nin alacağı bu uçakları Suriye’de ve Irak’taki hedeflere yönelik olarak kullanması ve buna kısıtlamalar getirmek istemeleri. Üçüncüsü de Türkiye’nin Yunanistan ile yaşadığı gerilim. Bu üç konu nasıl Amerikan Kongresi’nin konuya mesafeli bakmasına sebep oluyorsa aynı şekilde Almanya’nın da mesafeli bakmasına sebep olacaktır.”
Görüşmeler açısından öne çıkan ikinci meselenin göç mutabakatı, geri kabul anlaşması olduğunu söyleyen Ünlühisarcıklı, “Burada Türkiye yaklaşımını bir miktar değiştirdi. Çünkü 2015’te geri kabul anlaşması karşılığında AB Türkiye’deki Suriyeli mültecilere yönelik yatırımlar yapmıştı. Türkiye artık bunu istemiyor. ‘Biz o işi zaten hallediyoruz Avrupa Birliği bizim Suriye’deki çabalarımıza destek versin’ diyor” ifadelerini kullandı.

“VİZE VERMEYEN BİR ÜLKE NİYE VİZE SERBESTİSİ SAĞLASIN?”

Vize serbestisi konusunda ileri adım atılmasının kolay olmadığına değinen Ünlühisarcıklı, şu değerlendirmeyi yaptı:

“Mevcut durumda AB’ye üye devletler Türk vatandaşlarına vize vermekte çekimser davranıyorlar. Vize vermeyen bir ülke niye vize serbestisi sağlasın? Kaldı ki Türkiye’yi yerine getirmesi gereken daha 6 koşul var vize serbestisi için ve Türkiye’nin bunları nasıl yerine getireceği ile ilgili açıkladığı bir yol haritası da yok. Bunun içinde işte terör terör tanımını değiştirmesi gibi netameli bir konu da yer alıyor. Dolayısıyla vize serbestisi kolay değil. Kaldı ki vize serbestisini tabii Türkiye’nin tanımadığı Güney Kıbrıs Rum kesiminin de onaylaması gerekecektir. Öte yandan bir de vize kolaylaştırılması diye bir kavram var.”

MELİS YILDIRIM ANKA 

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.