34,2452$% 0.28
37,6376€% -0.37
45,0841£% 0
2.921,73%0,22
4.978,00%0,00
19.847,00%-0,02
CHP Ordu Milletvekili Mustafa Adıgüzel, Ordu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ali Akdoğan hakkında “görevi kötüye kullanma” iddiasıyla suç duyurusunda bulunulması, şikâyet karşısında savcılığın görevsizlik kararı vermesi ancak suç duyurusunda bulunan Genel Sekreter Yardımcısı Kürşat Taştan’ın açığa alınmasına tepki gösterdi. Adıgüzel, “Esas öbürünün görevden alınıp soruşturmanın selameti açısından rektörün el çektirilmesi konusunda gereğini yapacak; bağımsız yargı varsa bunun olması gerekir” dedi.
CHP, İYİ Parti, EMEP, Zafer Partisi Ordu İl Başkanları, Eğitim-Sen ve Atatürkçü Düşünce Derneği Başkanları ile CHP Ordu Milletvekili Onursal Adıgüzel; Ordu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ali Akdoğan hakkında “görevi kötüye kullanma” iddiasıyla yapılan suç duyurusunda görevsizlik kararı verilmesine karşın, suç duyurusunda bulunan Genel Sekreter Yardımcısı Kürşat Taştan’ın açığa alınmasına tepki gösterdi.
“REKTÖR GÖREVDEN ALINMASI GEREKİRKEN ŞİKAYETÇİ MEMUR GÖREVİNDEN UZAKLAŞTIRILIYOR”
CHP Ordu Milletvekili Mustafa Adıgüzel şunları söyledi:
“Birlikte çalıştığı yanlış giden bir şeyleri gören bir görevli. Hukukun çalışması için bir talepte bulunuyor. Elindeki belgeleri sunup hukuk çalışsın, yanlış yapan yanlışın yanına kar kalınmasın diye bir girişimde bulunuyor. Bu girişimden sonra yapılması gereken rektörün işten geçici süreyle el çektirilmesi, açığa alınmasıdır soruşturmanın selameti açısından. Çok doğru. Hukuk devletlerinde böyle olur bu iş. Demek ki savunamayacak şeyleri var ki buradaki memur el çektiriliyor. Bu elindeki yetkiyi acımasızca ve kendi lehine kullanma güdüsünün Cumhurbaşkanı’nın aşağı doğru bir sirayet etmesidir. Şu anda valiler kendisini cumhurbaşkanının temsilcisi olarak görüyor. Rektörler kendisini cumhurbaşkanının temsilcisi görüyor.
“REKTÖR ÇALIŞANLARIN SİYASİ FİKİRLERİ DAHİL ŞECERESİNİ TUTUĞU DEFTER VAR”
Hocamızın bu ilk yaptığı da değil. Ben daha önce birçok kez bununla ilgili belgeleriyle bazı açıklamalarda bulundum. Bu hocamızın sağ üst çekmecesinde bir defter var. Bu defterde o üniversitede çalışan personelin aidiyeti, siyasi fikri her şey yazılı çalışanların şeceresi var elinde buna, bunu niye tutar bir insan? E bunu belli ki o insanlarla bir takım iş ilişkilerinde kademe almaları da kademe düşürmelerde, görev değişikliğinde görev vermelerde demek ki bu deftere bakılıyor. Şimdi bu defterin herhalde iyi bir grubunda değildi bu çalışan personel. Bununla ilgili ben Ordu Emniyet Müdürlüğünü ve devletin diğer kurumlarını göreve davet ettim. YÖK Başkanına da söyledim. Bu da bütün açık usulsüzlükleri, evraklarına rağmen bu kişi burada görevine ısrarla devam ettiriliyor.
“FETÖ İLİŞKİSİ İÇERİSİNDE OLANLAR AYNEN GÖREVLERİNE DEVAM EDİYORLAR”
Bu Rektörün, Afrika’da FETÖ cemaatine ait külliyeleri gezmesi okulları ziyaret etmesi ve bu yapı ile ilişkili ziyaretleri ve birlikteliklerine hukuk, karar versin diyeceğim de Türkiye’de şu anda hukuk sistemi nasıl çalıştığını biliyorsunuz. Aynı faaliyette de bulunan insanlar milletvekili yapılıyor. Yani devletin çeşitli kademelerinde aynen görevlerine devam ediyor. Personel devletin zarara uğramasını, oradaki yapılan haksızlıkları engellemeye çalışıyor. Soruşturma rektöre açılmalıydı, rektör eğer suçsuzsa beraat eder bu kişide eğer haksız bir ithamda bulunduysa ondan sonra gereği yapılır. Siz böyle yapmak yerine onu şu an bu soruşturma sürecinde avantajlı duruma gelmek için hem onu görevden atıp adeta sen bunu yaptığın için seni cezalandırıp zulmediyoruz demektir. Eğer hukuk bağımsızsa ve yargı ayrı bir erkse derhal buna müdahale etmesi lazım. Adamcağız savcıların işini kolaylaştırıyor çünkü kendisine bir suçu hazır halde gönderiyor. Sen de gereğini yap diye değil mi? Oradaki mahkeme süreçleri çalışsın. Bir suç ortaya dökülsün ve eğer bir suçlu varsa da cezasını görsün diye. Burada aslında yargıya yardımcı oluyor bu kişi. O zaman yargı da ona yardımcı olacak. Ne yapacak, hemen bu görevden almayı uzaklaştırmayı durduracak. Esas öbürünün görevden alınıp soruşturmanın selameti açısından rektörün el çektirilmesi konusunda gereğini yapacak. Eğer bağımsız yargı varsa bunun olması gerekir.
“AKP’LİLER BİR BAĞIRIYORSA FETÖ’CÜLER ON BAĞIRIYOR”
EMEP Ordu İl Başkanı Hikmet Poyraz şunları söyledi:
“O kurumlarda var olamadığımız için, olup bitenleri sadece tahmin edebiliyoruz. Biri öbürünün ayağına bastığı zaman üstü çürümüşlük ortaya çıkıyor. Sıçradığı zaman farklı yerlere gitmesini önlemek için bir biçimiyle gözdağı veriyorlar. Siyasi iktidar kendi elinde bulunan kurumların kullanarak bu işin kendine ulaşmadan önlemeye çalışıyor. Ancak AKP bir şeyi iyi yapıyor. Bu bilinen FETÖ’cüleri çok iyi kullanıyor ve onlar bar bar bağırıyorlar. AKP bir bağırıyorsa FETÖ’cüler on bağırıyor. Yeter ki onlara dokunma. Bazılarını tehditle bir korkutarak, onlar yapıyor çoğunlukla. Yani bakın nerede bir çürümüşlük varsa FETÖ’yle ucundan kıyından geçmiş olandır.
“FETÖ ÖRGÜTÜNE FİNANSMAN MI SAĞLIYOR SORUSU AKLIMA GELİYOR”
Zafer Partisi Ordu İl Başkanı Sevinç Başaran ise şunları söyledi:
“İlahiyat fakültesine usulsüz araştırma ve öğretim görevlerine kişileri atama, ihaleye fesat karıştırma olduğu iddia ediliyor. Liyakatsiz kişilerin bu tür kurumlara torpille yerleştirilmesi bu tür olaylara sebep. İddia edildiği gibi terör örgütü FETÖ ile bir bağlantısı varsa bu şekilde o örgüte finansman mı sağlıyor? Diye aklıma soru geliyor. Bu iddialar yenilir yutulur cinsten iddialar değil. Orta da çok ciddi usulsüzlük ve yolsuzluk iddiaları var. Bir an önce olayın tüm boyutları ile soruşturulması ve varsa sorumluların cezalandırılması gerekir. Bu güzide kurumumuzun bu şekilde anılmasını istemiyoruz. Çocuklarımızın eğitim gördüğü bu derece önemli eğitim kuramlarına siyasi iktidara yakın kişiler değil liyakatli akademik eğitim verecek yeterliliğe sahip kişilerin atanmasını istiyoruz. Bu iddiaların araştırılıp sonuçları açıklanmadan üniversite genel sekreter yardımcısı Kürşat Taştan’ın ise peşinen suçlu ilan edilerek açığa alınmasını doğru bulmuyoruz. Hiç kimse yargılanmadan suçlu olduğu anlaşılmadan görevinden uzaklaştırılmasını da doğru bulmuyoruz. Görevinden uzaklaştırılan genel sekreter yardımcısı Kürşat Taştan’ın yanındayız ve kendisine hukuki destek dahil her türlü desteği de vermeye hazırız.
“MEMURU GÖREVDEN ALARAK BAŞKA MEMURA ‘SUS’ MESAJI VERİYORLAR”
CHP Ordu İl Başkanı Mehmet Kaptanoğlu şunları söyledi:
“Türkiye’de hangi kurumun başında kim olursa olsun hukuka aykırı davranan, kanun ve yönetmeliklere aykırı davranan, bulundukları makam ve mevkiyi kendi çıkarları için kullanan tüm insanların karşısındayız. Onların da hukuk önünde hesap vermesi gerekir. Türkiye’de haklı olarak başlanan davada haksız duruma düşen binlerce vatandaş var. Dolayısıyla bu sadece oradaki bir mesele değil Türkiye’de hayatın her alanında olan bir mesele. Bu tür davranışlar insanların yanlışları dile getirmesini de engelleyen bir durum. Bunu gören bir memur amirinin yaptığı yanlışı gördükten sonra bir daha hukuka taşıyamaz ki. Bu diğer memurların da ister istemez korkmasına, sinmesine neden olur. Aslında bu bir mesajdır, gördüğünüz yanlışları konuşmayın, gördüğünüz yanlışların üzerini örtün, susmak sizin hayrınıza olur anlayışından başka bir şey değildir.”
“YARGI KARARI OLMADAN MEMUR GÖREVDEN ALINAMAZ”
Ordu Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Başkanı Nilhan Emeç, “Neden, ne için şikâyet etti? Daha öncesinde etmedi de bugün niye? Bilemediğim için fazla bir yorum yapmayı doğru bulmuyorum ancak ortada çok ciddi iddialar var bunlar bağımsız bir yargı tarafından sorgulanmalıdır ve hiçbir memur mahkeme kararı olmadan görevden alınamaz” dedi.
“YÖK ACİLEN REKTÖRÜ GÖREVDEN ALMALIDIR”
Eğitim- Sen Ordu Şube Başkanı Sezgin Yılmaz ise şunları söyledi:
“Bunlar vahim iddialar, şimdiye kadar YÖK’ün bu iddialar üzerine hiçbir işlemde bulunmaması hukuk açısından üniversitedeki iş barışı adına sakıncalı bir durum. Şu anda görevden alma işini rektörün yapması buradaki suça sebep olan delillerin de karartıldığı yönünde bir şüphe uyandırdı bizde de. YÖK’ün acilen rektörle ilgili açığa alma işlemi başlatıp, suç duyurusunda bulunulan konularla ilgili bir işlemin başlatılması gerekiyor. Türkiye’de zaten bakanlardan en aşağıda bulunan makama kadar geçmişte FETÖ’yle resmi olmayanı artık iş vermiyorlar. Sadece bu rektör üzerinden değerlendirmemek lazım. Maalesef ülkemizin hali bu şekilde, FETÖ ile mücadele ediyoruz derken geçmişte FETÖ ile ilişkileri olanlar maalesef devletin belli kademelerinde görevlerine devam ediyorlar bugün.”
“SİYASİ İKTİDARIN SÖZCÜSÜ REKTÖR OLARAK ATANMIŞTIR”
İYİ Parti Ordu İl Başkanı Melikşah Murat Genç, şunları söyledi:
“Ordu üniversitesine siyasal iktidarın sözcüsü bir Rektör atanmıştır. Daha önce AKP aday adayı olmuş bir isim. Üniversitede daha önce benzeri sorunlar ve şikâyetlerde vuku bulmuştu. Gazetecileri “aleyhime haber yazarsanız dava ederim” diyen bir anlayış maalesef bu güzel kentimiz ve önemli kurumumuzda Rektör olarak görev yapıyor. Hakkındaki iddialar hiç de yabana atılır iddialar değil bunlar acilen araştırılmalıdır hukuken bu iddiaların hesabı sorulmalıdır. YÖK bu ciddi iddialarla ilgili hemen harekete geçmeli ve soruşturma başlatılmalıdır bu yapılırken şikâyette bulunan memur değil Rektör açığa alınmalıdır.”