DOLAR 32,4504 -0.15%
EURO 34,8290 -0.66%
ALTIN 2.441,260,23
BITCOIN 2045672-2.50596%
İstanbul
16°

PARÇALI AZ BULUTLU

SABAHA KALAN SÜRE

İstanbul’da Yenilenen İSFALT Mahmutbey Asfalt Üretim Tesisi Açıldı

İstanbul’da Yenilenen İSFALT Mahmutbey Asfalt Üretim Tesisi Açıldı

ABONE OL
Eylül 6, 2023 18:35
İstanbul’da Yenilenen İSFALT Mahmutbey Asfalt Üretim Tesisi Açıldı
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kamera Sistemleri Fiyatları
Kamera Sistemleri Fiyatları

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) iştiraki İSFAD’a ait, 36 yıllık kullanım ömrünü tamamlayan Mahmutbey Asfalt Üretim Tesisi, 4.0 teknolojisine uyumlu şekilde baştan aşağı yeniledi. Modern tesisin açılışında konuşan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, “Göreve geldiğimizde İSFALT kurumu, İBB’nin ihalelerine giremiyordu. Yüz milyonlarca lira borcu olan hem de devlete de borcu olan, kapısına neredeyse kilit vurulmak üzere olan bir kurumdu. Şimdi ise morali yüksek, Ar-Ge yatırımı yapan, yenilikçi tesis kuran, çalışan insanları mutlu, piyasayla iyi ilişkilere sahip, aynı zamanda itibarlı bir kurum haline dönüştü yaklaşık 4 senede” dedi.

İBB iştiraki İSFAL’ın, kullanım ömrünü tamamlamış 36 yıllık Mahmutbey Asfalt Fabrikası, modernize edilip baştan aşağı yenilenerek yeniden hizmete açıldı. “Yeni Yatırımlar Yeni Atılımlar” sürecinde tamamlanan fabrikanın açılışı; İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, CHP milletvekilleri Ali Gökçek, Suat Özçağdaş, Turan Taşkın Özer, Özgür Karabağ, Büyükçekmece Belediye Başkanı Hasan Akgün, CHP PM üyesi Sevgi Kılıç ve CHP İBB Grup Başkanvekili Tarık Balyalı’nın katılımıyla gerçekleştirildi. Törende, sırasıyla; İSFALT Genel Müdürü Burak Korzay ve İmamoğlu birer konuşma yaptı.

Konuşmasına dün İstanbul ve Kırklareli’nde etkili olan yoğun yağışların ardından meydana gelen sel ve su baskınlarında hayatlarını kaybedenlere Allah’tan rahmet dileyerek başlayan İmamoğlu, şunları söyledi:

“KÜRESEL ISINMANIN ARTAN ETKİLERİ HAYATIMIZI TEHDİT ETMEKTEDİR: İklim değişikliği meselesi dünyanın şu anda en önemli mesele olarak önüne alıp, düşünüp çare üretme konusunda çok büyük yatırımlar yaptığı bir konudur. İklim değişikliğiyle mücadelede, küresel ısınmanın artan etkileri, hayatımızı gerçekten ciddi anlamda tehdit etmektedir ve özellikle şehirler bu tehdidin ana merkezleri durumundadır. Geçmişte insanlığın büyük bir kesimi kırsalda yaşıyorken, artık özellikle de ülkemizde yüzde 80-85 oranında şehirlerde yaşamı sürdüren topluluklar halindedir. Bu bağlamda kentlerimizi tehdit eden küresel ısınma ki bazı ülkelerde temel güvenlik meselesi olarak ele alınıp, en ana unsurlardan birisi olarak daimi gözetilen, daimi kontrol altında tutulan ve buna göre stratejiler geliştirilen bir husustur ki İstanbul’umuzu da etkisi altına almaktadır.

DÜN BELLİ NOKTALARDA YAĞIŞ METREKAREYE 150′ KİLOYA ULAŞMIŞTIR: Bakınız dün akşam İstanbul’un yağış alan bölgesi belki İstanbul’un neredeyse 20’de biri falandır. İstanbul’un yağış alan, yoğun yağış alan bölgesi 130 kiloya varan ortalama yağış almıştır ki belli noktalarında bu 150 kiloya kadar ulaşmıştır. Bu yağış oranı normalde bir ayda yağan bir yağmurun çok daha üzerinde bir orandır. Biz bu yağışı iki saatte aldık. Bu şu demek oluyor bir bahane olsun diye anlatmıyorum. Bundan sonra artık görüyoruz ki şehrimiz, ülkemizin başka noktaları, dünyanın başka noktaları, yağışları böyle yaşayacak. Stratejilerimizi ona göre oluşturmalıyız. Bakınız 4 aydır tarihinin en kurak günlerinden, aylarından bir bölümünü yaşayan İstanbul hiç yağış almadı neredeyse. Bu manada, bu kadar tehdit altında olan kentlerimizin, insanlığın, başta İstanbul olmak üzere bütün Türkiye’nin temel meselesi olmalı bu meseleler. Beka meselesi diyeceğimiz hususlar var. İşte deprem bunlardan birisi. Küresel ısınma, iklim değişikliğiyle mücadele bunlardan birisi ve temeline baktığınızda aslında biz yaptığımız hataların bir nevi sonucunu yaşıyoruz.

15-20 YIL ÖNCE DEREYE U GİBİ BİR HAT ÇİZDİRMİŞLER VE BİR MAHALLE KURMUŞLAR: Dün sabaha kadar neredeyse bütün arkadaşlarımızla sahadaydık. Başta Arnavutköy ve Başakşehir olmak üzere yağan yoğun yağışla beraber yakın ilçeleri de etkisi altına almıştır. Buraya gelmeden MASKO mobilyacılar sitesi diye bilinen merkezi ziyaret ettim. Orada da çok yoğun etkilenen birkaç sokaktaki esnafımıza geçmiş olsun dileklerimi ilettim. Ayamama  Deresi’ne yoğun bir yatırım yapıyoruz. Ayamama Deresi aslında kolları olan bir dere ki dün gece 2-2.30 gibi uğradığımız Küçükçekmece Atatürk Mahallesi’nin altından Kaynarca diye bir kolu geçer. Bu kol İkitelli’ye kadar uzanır, Başakşehir’e doğru gider. Şimdi bu kol, bu Kaynarca Deresi yok. Onun üstünde 100  binlerce insan yaşıyor ve 100 binlerce insanın çalıştığı sanayi siteleri ve iş yerleri var. Bakınız benzer bir durum yine neredeyse 1,5 milyar lira harcayarak, demiş ki bundan 15-20 sene önce bir belediyeci ‘Dereyi böyle yapalım, buraya bir mahalle kuralım’, dereye bildiğiniz bir U gibi bir hat çizdirmişler ve bir mahalle kurmuşlar. Her yıl su basar burayı 10-15 senedir. Şimdi bu dereyi yine kendi akışına getirmek için kendi ceplerimizden, milletimizin parasıyla 1,5 milyar lira harcıyoruz ki dere kendi yatağında aksın diye. Doğayla bu kadar oynarsak, derenin yatağını değiştirir, üzerine beton binaları dikersek bütün bu sorunlar, bütün bu kötülükler, bütün bu yanlışlar, teknik dışı hareketler bizi bu tür sonuçlara taşır.

ALTYAPIYA ÇOK CİDDİ YATIRIMLAR YAPIYORUZ: Bizler gerçekten altyapıya çok ciddi yatırımlar yapıyoruz. Bakınız daha dün bu yağışı almadan saatler önce, birkaç saat önce Fatih ilçesinde Unkapanı Tüneli’nin, tünel delme makinesinin işinin bitiş anına eşlik ettik. Bu nedir? Tarihi Yarımada’nın bir balık sırtı gibi düşünürsek Vatan Caddesi’ni ve Ordu Caddesi’ni Tarihi Yarımada’nın kuzeyinin bütün yağmur sularını toplayarak Haliç’e indiren tünelin yapılması. Doğal olarak o bölgede, Aksaray’da, Aksaray Yeraltı Çarşısı’nda, Vatan Caddesi’nde birçok noktasında var olan bütün sel baskınlarını tarihe gömecek bir yatırım. Yaklaşık 600 milyon liralık bir tünel yatırımı. Şimdi bir, bir buçuk ay sonra aynı tünel delme makinesi bu sefer o balık sırtının yani Ordu Caddesi’nin, Vatan Caddesi’nin güneyine, Marmara Denizi’ne doğru akarı olan bölümünde atık sularının ayrıştırılarak yağmur sularının Marmara Denizi’ne akıtılmasına dönük tünelinde çalışması başlayacak. Bakınız bu çalışmaları yoğun bir şekilde yapıyoruz. Artık milyarlarca lira diyeceğimiz, güncel değeri 13-14 milyarı bulan sadece sel ve su baskınıyla mücadeleye kaynak ayırdık ve ayırmaya devam ediyoruz. Yine burada bahsettiğim Kaynarca kolunun çözümü için de tünel projelerini bitirdik. Dereyi bulamıyoruz, derenin üstünü kaldıramıyoruz yeraltına dere yapacağız ve oradaki yağmur sularını Ayamama’ya taşıyacağız.

BÜTÜN KÖTÜLÜKLERE, İHANETLERE RAĞMEN BU ŞEHRİN ALTYAPISINI TOPARLAYABİLİRİZ: İstanbul’un temel sorunlarına eğildiğimiz takdirde bütün kötülüklere rağmen, bütün şehre ihanetlere rağmen bu şehrin altyapısını toparlayabiliriz. Üst yapıda işleri göstermek kolaydır. Altyapıda işler gösterilmez ama hayat kurtarır. Bizim tercihimiz gözleri boyamak değil, hayatları kurtarmak ve geleceği kurtarmak olacaktır. Bundan asla vazgeçmeyeceğiz. Şimdi tabi bu tür anlarda kirletmeler, saldırılar, leke atmalar vesaireler olur. Bunların hiçbiri ile ilgilenmiyorum. Bakın az önce söylediğim cümlelerde o suçlu, bu suçlu demedim. Geçmişe dair hataları anlattım, bugüne dair yapılması gerekenleri anlattım. Ama bir şeyi daha ilave edeceğim. Dün bir vatandaşımız isyanla geldi, haklı olarak isyan etti, haklı olarak sinirlendi. ‘Niye böyle oluyoruz’ dedi, yeni aldığı binayı gösterdi. Yeni, daha sıfır bina. ‘Su baskınıyla niye uğraşıyoruz’ dedi. Ama, üzüldüğüm bir şey var. İşte biraz anlattı niye oluyor, ne oluyor, neleri eksik yapıyoruz? Bizim de eksiklerimiz var ama dedim bu şehrin gündemi, bu sorunları çözmek, bu şehrin gündemi bakın birkaç kilometre ötenize ‘Kanal İstanbul yapmak değil’ deyince hemen vatandaşımız ‘Siyasete girmeyelim’ dedi. Ya bu siyaset değil kurban olayım bu siyaset değil. Bakın bugün yağışlar Terkos’a, Sazlıdere’ye, Ali Bey’e düştü. Yani orada bizim için su ihtiyacı için önemli havzalara düştü. İşte Terkos’u tehdit eden Sazlıdere’yi olduğu gibi ortadan kaldıran bir işten bahsediyoruz. Bu siyaset değil. Bu şehrin beka sorunu geri gelmez tehditler. O bakımdan biz bu konulara da eğilmeyi ihmal etmeyeceğiz. Yanlışlarla mücadele etmeye devam edeceğiz. Doğruları üst üste koymaya devam edeceğiz. Hataları tekrarlamamak için kararlı olacağız. Biz de hata yapmamak için sıkı denetimle, liyakatli insanlarla işinin ehli insanlarla, kişiye göre iş arayarak değil, işin sahibi olan insanlara o işin başına getirerek doğru işleri yapmaya devam edeceğiz.

BU MODERN TESİSİN, KÜRESEL ISINMAYLA MÜCADELE NOKTASINDA ETKİSİ BÜYÜK: Bugün gerçekten İstanbul için önemli olduğu kadar ülkemizin belediyeciliği açısından da önemli bir gün. Çünkü herhangi bir asfalt tesisini açmıyoruz. Teknolojiyle iç içe, güncel ihtiyaçları çözen, aynı zamanda en üst teknolojiyi, asfalt kaplamaları dijital dönüşüm olarak bilinen asfalt 4.0’ını İstanbul’da hayata geçmesinden bahsediyoruz. Tabii Mahmutbey Asfalt Üretim Tesisi eski teknolojiye sahipti 36 yaşını aşmış, işletme ömrünü tamamlamış bir tesisti. Bu tesisi en son teknolojiyle yenileyerek enerji verimliliği ve kapasitesi yüksek çevreci, tam otomasyonlu bir hale getirdik. İlk olarak bu tesisimizde hayata geçen bu yeni teknolojiyle hem çevresel etkiyi ki az önce anlattığım küresel ısınmayla mücadele noktasında önemi büyüktür. Etkiyi azaltıyor hem de üretim verimliliğini artırıyor ki genel müdürümüz oranları verdiğinde gerçekten üretim kapasitesinin 1,5 kat arttığı, karbon salınımının yüzde 65’e yakın azaldığı ve enerjinin de yüzde 60 civarında azaldığı bir tesisin varlığı gurur verici. En somut anlamı İstanbullular için kaliteli, kalıcı asfaltı olan, ihtiyacı azaltılacak, asfaltlama çalışmalarını yapma konusunda da insanlarımızın hayatını zorlaştıran çalışma anlarını da azaltacak bir süreci hayata geçirmek olacak.

ATIK ASFLATLARI DA GERİ DÖNÜŞTÜRECEK TESİS YILDA 1 MİLYON TONDAN FAZLA ASFALT ÜRETECEK: Bu tesis yılda bir milyon tondan fazla asfalt üretecek. Yeni yatırım sayesinde üretim kalitesi artacağı gibi ürün gamı da genişleyecek. Yeni ürün çeşitlerini de hayata geçireceğiz. Geri kazanılmış asfalt bunlardan en önemlisi, renkli asfalt da yine çok özel ve çevreye duyarlı diğer ürün gamlarıyla beraber gerçekten hayatımıza dahil olacak önemli üretim alanları olacak bizim açımızdan. Bu tesisimiz çok önem verdiğimiz Ar-Ge projemiz olan atık asfalt kütleleri hususu ki bu gerçekten büyük devasa kütleler, bunlar bizim için çok değerli bir geri dönüşüm süreci olacak. Tabii aynı zamanda doğal kaynakların kullanılmasını da azaltacak bir husus. Bu ileri teknolojinin bütün Türkiye’ye yayılması konusunda da burası, bu sektörün içinde olan kurum, kuruluşlar, başta belediyelerimiz olmak üzere gelip burayı gören, inceleyen ve burayı örnek alan bir pozisyonda olan bir tesisi hayata geçirmiş oluyoruz. Modernizasyon öncesi iki tesis ile yaptığımız üretimi tek tesisle yapabilmenin de gururunu yaşayacağız.”

“İSFALT, KAPISINA KİLİT VURULMAK ÜZERE OLAN BİR KURUMDU”

İSFALT’ın, göreve geldikleri dönemde İBB’nin ihalelerine dahi giremeyecek bir durumda olduğunu aktaran İmamoğlu, konuşmasını şu sözlerle tamamladı:

“Yüz milyonlarca lira borcu olan hem de devlete de borcu olan, kapısına neredeyse kilit vurulmak üzere olan bir kurumdu. Bu kurumun, Kadıköy-Üsküdar sınırındaki merkezine gittiğimizde, yüzler asık, iş üretmeyen, moralsiz bir tesise gitmiştik. Şimdi ise morali yüksek, Ar-Ge yatırımı yapan, yenilikçi tesis kuran, çalışan insanları mutlu, piyasayla iyi ilişkilere sahip, aynı zamanda itibarlı bir kurum haline dönüştü yaklaşık 4 senede. Yaptığımız her işte üretken, öncü, örnek olma sorumluluğuyla hareket ediyoruz. Ancak böyle kalkınabiliriz. Belediyeler, örnek kurumlar olmalı, kalkınmanın en mikro ölçekte, en kılcal damarları niteliğinde çalışan birimlerine dönüşmeli. Kaldı ki İstanbul, bu anlamda kalkınmanın temel noktalarını, temel unsurlarını içerir. Bu yönüyle biz, ülkemizdeki kalkınmanın bir sıçramaya ihtiyaç duyduğunu bilen bir ekip olarak, İstanbul’un bu sıçramanın temel motivasyonu olduğunu asla unutmadık, unutmuyoruz. İSFALT Mahmutbey Aslaft Üretim Tesisimizde gerçekleştirdiğimiz büyük modernizasyon, işte tam da bu sorumluluğun idrakiyle hayata geçmiştir. Emeği geçen herkese, İSFALT yönetici ve emekçilerine çok teşekkür ediyorum. Umut ediyoruz, burada İstanbul’a çok faydalı üretimler yapacaklar.”

4.0 TEKNOLOJİSİNE UYUMLU ASFALT ÜRETİLEREK AVRUPA YAKASI’NIN İHTİYACI KAŞRILANACAK

İSFALT Genel Müdürü Korzay’ın verdiği bilgilere göre; 240 ton/saat kapasite ile çalışacak Mahmutbey Asfalt Üretim Tesisi, en son teknolojiyle yenilenerek; enerji verimliliği ve kapasitesi yüksek, daha düşük karbon salımı ve ürün gamı ile çevreci, tam otomasyonla çalışabilen, asfalt 4.0 teknolojisine uyumlu hale getirildi. 3 milyon euro modernizasyon maliyetiyle, yılda 1 milyon tondan fazla asfalt üretim kapasitesine sahip fabrika, Avrupa Yakası’nın asfalt ihtiyacını karşılayacak. Eski tesiste sadece klasik asfalt üretiliyorken, yeni yatırım sayesinde, tesiste üretim kalitesi artırıldı ve ürün gamı genişletildi. Geleneksel asfalt üretimi dışında, tesiste; geri kazanılmış asfalt, taş mastik, mastik, poroz asfalt, renkli asfalt gibi özel ve çevreye duyarlı asfalt çeşitleri de üretiliyor. Aynı zamanda tesise; atık asfalt kütlelerinin sıcak karışımlara yeniden katılarak değerlendirildiği ‘Recycle Asfalt Üretim Teknolojisi’ adapte edildi. Bu teknoloji ile birlikte, atık asfalt kütleleri sıcak karışımlara yeniden katılarak, değerlendirilebilecek. Bu sayede doğal kaynakların aşırı kullanımı azaltılacak. Hem ekonomiye hem çevreye önemli katkılar sağlanarak İSFALT AŞ’nin karbon emisyon hedeflerine kısa sürede ulaşması planlanıyor. Yeni tesis, çevreci bir yapıya kavuşurken, önemli derecede enerji verimliliği de sağlıyor. Yeni teknolojik altyapı sayesinde, önceden 2 plant ile yapılan üretim, artık tek plant ile yapılabiliyor. Böylece 1 ton asfalt üretmek için sarf edilen enerji miktarı, yeni dönemde yaklaşık yüzde 60 oranında azaldı.

Konuşmaların ardından, İmamoğlu ve beraberindeki heyetin butonlara basmasıyla, yenilenen fabrikada üretilen ilk asfalt, kamyonlara yüklendi.

İçerik hoşunuza gitti mi?!
[Oy: 0 Yıldız: 0]

En az 10 karakter gerekli