34,2736$% 0.07
37,6260€% 0.03
44,8883£% 0.09
2.881,81%-0,95
4.915,00%-0,88
19.605,00%-0,85
Ortadoğu’daki gerilim bir kez daha zirveye çıktı. İsrail ordusu, İran’ın füze fırlattığını duyurdu. Bu olay, bölgede zaten yüksek olan tansiyonu daha da artırırken, İsrail’in çeşitli bölgelerinde sirenlerin çalmaya başlamasıyla birlikte halk büyük bir panik yaşadı. Olayın hemen ardından, Tel Aviv’de ve diğer bazı şehirlerde patlama sesleri duyuldu. İsrail basını, halkın hızla sığınaklara yöneldiğini bildirdi.
İran’ın bu füzeleri ateşlemesi, bölgedeki istikrarsızlığın son bir yansıması olarak değerlendirilirken, İsrail hükümeti duruma hızlı bir şekilde yanıt verdi. Tel Aviv yönetimi, saldırılar sonucunda herhangi bir yaralanma veya can kaybının olmadığını açıkladı. Ancak bu açıklama, kamuoyunda endişeleri gidermeye yetmedi. Bölgede füze saldırılarının başlaması, halkın güvenliği konusundaki korkuları artırdı ve olası daha büyük bir çatışmanın habercisi olarak değerlendirildi.
İsrail’den yapılan açıklamalarda dikkat çeken bir diğer önemli nokta ise, İran’dan fırlatılan füzelerin içinin boş olduğu patlayıcı madde olmadığı yönündeki iddialardı. Bu iddialar, saldırının daha çok psikolojik bir savaş hamlesi olabileceğini düşündürdü. İsrail güvenlik güçleri ve ordusu, füzelerin hedeflerine ulaşmasına rağmen herhangi bir patlayıcı madde içermediğini öne sürdü. Bu durum, saldırının bir gözdağı niteliğinde olabileceği ihtimalini gündeme getirdi.
İran’ın bu hamlesinin askeri bir saldırıdan ziyade, psikolojik bir savaş taktiği olduğu düşüncesi, uzmanlar tarafından da değerlendiriliyor. İsrail’de yaşanan patlama sesleri ve çalan sirenler, halk üzerinde büyük bir korku ve panik yaratırken, İran bu şekilde İsrail halkını ve hükümetini baskı altına almaya çalışıyor olabilir. Bu tür saldırılar, yalnızca fiziksel zarar vermek amacıyla değil, aynı zamanda rakip ülkenin iç huzurunu bozmak ve stratejik üstünlük sağlamak amacıyla da yapılabiliyor.
İsrail, İran’ın bu hamlesine karşı askeri bir misillemede bulunmadığını açıklamış olsa da, ülkenin bu tür saldırılar karşısında nasıl bir strateji izleyeceği merak konusu. Tel Aviv yönetimi, olası bir İran tehdidine karşı savunma sistemlerini güçlendirmek için yoğun çaba sarf ediyor. Demir Kubbe gibi gelişmiş savunma sistemleri, bu tür füze saldırılarını engelleme konusunda önemli bir rol oynuyor. Ancak, bölgedeki bu tür çatışmaların uzun vadede daha büyük bir savaşa dönüşme potansiyeli bulunuyor.
İsrail ve İran arasındaki bu son gelişme, uluslararası toplumda da büyük yankı uyandırdı. Birçok ülke, bu tür askeri hareketlerin bölgedeki istikrarı daha da bozabileceği konusunda uyarılarda bulundu. Özellikle ABD ve Avrupa ülkeleri, her iki tarafa da itidal çağrısı yaparken, Birleşmiş Milletler (BM) de bu tür saldırıların son bulması için diplomatik çabalarını artırmaya çalışıyor.