DOLAR 32,4504 -0.15%
EURO 34,8290 -0.66%
ALTIN 2.441,260,23
BITCOIN 2041615-2.26958%
İstanbul
16°

PARÇALI AZ BULUTLU

16:56

İKİNDİYE KALAN SÜRE

Ekrem İmamoğlu’ndan AKP İBB Başkan adayı Murat Kurum’a ‘Gazze’ye yardım’ daveti: “Seni Sultangazi’deki tesislerimize davet ediyorum; gel.

Ekrem İmamoğlu’ndan AKP İBB Başkan adayı Murat Kurum’a ‘Gazze’ye yardım’ daveti: “Seni Sultangazi’deki tesislerimize davet ediyorum; gel.

ABONE OL
Mart 3, 2024 16:42
Ekrem İmamoğlu’ndan AKP İBB Başkan adayı Murat Kurum’a ‘Gazze’ye yardım’ daveti: “Seni Sultangazi’deki tesislerimize davet ediyorum; gel.
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kamera Sistemleri Fiyatları
Kamera Sistemleri Fiyatları

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Zeytinburnu Adalet Meydanı’ndaki halk buluşmasında konuştu. Rakibi Murat Kurum’un, ‘31 Mart’ta Gazze’deki mazlumlar sevinecek’ sözlerine sert tepki gösteren İmamoğlu, “Seni Sultangazi’deki tesislerimize, lojistik sahaya davet ediyorum, gel. Orada beraber İstanbulluların yardımlarını, hep beraber Gazze’ye yolluyoruz. Gel. Bekliyorum. Çekinme, gel. Biz sana benzemeyiz. Davetimiz de asildir, misafirperverliğimiz de asildir ” dedi.

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve CHP Zeytinburnu İlçe Belediye Başkanı adayı Onur Soytürk, vatandaşların yoğun ilgisi altında önce ilçe turu yaptı, sonra Adalet Meydanı’ndaki halk buluşmasına katıldı. Meydanı ve çevresindeki boşlukları hınca hınç dolduran coşkulu kalabalık, İmamoğlu ve Soytürk’e sevgi gösterilerinde bulundu. CHP Parti Meclisi üyesi Mahir Yüksel ve CHP milletvekili Yunus Emre de halk buluşmasında, İmamoğlu ve Soytürk’e eşlik etti. İmamoğlu’nun bir katılımcının attığı tespihi havada yakalaması, vatandaşlardan alkış aldı.

İmamoğlu konuşmasında şunları söyledi:

“ZATEN SİZ ALDANANIDA SEVMEZSİNİZ ALDATANIDA SEVMEZSİNİZ”

İnanın ben, öyle bir ailede büyüdüm ki o ailede her siyasi görüş var. Her partiden insanlar, siyasi görüşü, etnik kökeni, inancı ne olursa olsun fark etmez İstanbullu yanında o kadar güçlü hissediyorum ki dünyanın en mutlu insanıyım, Bu şehrin güzel insanlarının milletimizin bana verdiği güç bir başka, verdiği enerji bir başka. İnanın heyecan duyuyorum. Yol arkadaşlarım burada, yönetici dostlarım, milletvekillerim, parti meclisi üyelerim burada içten söylüyorum. Şu, 29 gün geçse de bir an önce yine milletimizin arasına karışarak bu şehrin her ilçesine, her mahallesine çocuklarına, gençlerine hizmetlerimizi, katlayarak devam etmeyi yaşasak bir an önce. Kalben, söylüyorum ben zaten 24 saat dolmadan söylediklerine yolda giderken bile döndüren, söylediklerini çeviren ve yalanlayanlara benzemem onlara benzemem. Ve içten söylüyorum, size verdiğim her sözü yapmak için gecesini gündüzüne katar ve bu kardeşiniz, ve inanın yapar. Bu kardeşiniz sizi aldatmaz. Bu hemşehriniz sizi aldatmaz. Zaten siz aldananı da sevmezsiniz, aldatanı da sevmezsiniz.

“YAPTIRMAYACAĞIZ ‘KANAL İSTANBUL’U. BU MİLLETİN GELECEĞİNİ ÇALAMAYACAKLAR”

Bakın onlar ne yapıyor onu davet etmedik, kendi kendine davet uyduruyor diyorlar. Ertesi gün koltukta ismi vardı, niye gelmedi diyorlar. Yani sözleri bir gün. Ya da bu milletin parasıyla bu milletin vergisiyle çalışan ama bizim adımızı bile anamayan TRT’ye çıkar ‘benimle yayına çıkamaz, benim proje tartışamaz’ der. Bir gün geçer, İstanbul’u konuşacağımız her alanda olmaktan zevk duyarım diye ben söylediğimde hemen geri adım atıp samimi değildir benim için, samimi değil. Yahu ben size bir şey söyleyeyim mi? Bunları tarifleyen bu arkadaşı ve ekibini tarifleyen bir söz. Hani milletimiz bilir, tornistan. Ama bizdeki ses, bizdeki yol ne biliyor musunuz ‘Tam Yol İleri’  Bunlar birde niyet okuyorlar. Eskiden bize derlerdi niyet okuyorsunuz diye. Şimdi kendileri yapıyor. Bir başka örnek daha söyleyeyim mi size? Hani tornistana. Felaket projesi. Allah’ın izniyle yaptırmadık, yaptırmayacağız ‘Kanal İstanbul’u. Bu milletin geleceğini çalamayacaklar. Bu memleketin topraklarını bu milletten alamayacaklar. İşte o felaket projesi Kanal İstanbul için bağıra bağıra hatırlayın televizyondaki röportajlarını ya-pa-ca-ğız öyle diyorlardı hatırlayın. Şimdi de ne diyor? Hatta ona soru soran, gazetecilere de fırça atıyor. Neden devamlı bana bunu soruyorsunuz diyor.

“ŞİMDİ EĞRİ BÜĞRÜ DEĞİL BUNLAR BÜKLÜM BÜKLÜM KIVIR KIVIR BİR HALDELER”

Bakın, bakın Erzincan’daki o skandal ihmallerine rahmet diliyorum, hala ulaşılamayan dokuz madencimizin hatırasına, acı hatırasına binaen o konuya hiç girmeyeceğim. Ama bunların seçimler gelince büründüğü hallere inanın, acı acı gülüyorum. Hani vardır ya bir de kendileri parolayı çok kullandılar. Neydi ‘Dik Dur Eğilme’ vallahi şimdi eğri büğrü değil bunlar büklüm büklüm kıvır kıvır bir haldeler. Vallahi tuhaf halleri var. Bu hallere düşmelerine vallahi billahi üzülüyorum. Çünkü niye biliyor musunuz? Ben bu memleketin kim olursa olsun hiçbir ferdine onlar düşman tavrı yapıyor ya. Düşman tavrı ben bu memleketin hiçbir insanına öyle demem demedim. Bakmam, bakmadım.  Dolayısıyla ben onları nasıl görüyorum biliyor musunuz? Şu anda her gün bana laf yetiştiriyorlar ya. Ben onları devletteki çalışma arkadaşlarım görüyorum biliyor musunuz? Ama bunlar tembel arkadaşlar bunlar çalışmıyorlar. Onun için onlara gülüyorum. Ama aynı zamanda üzülüyorum. Fikirleri ve vicdanları hür olmadığı için üzülüyorum.

NASIL BİR YÜZ VAR BUNLARDA BEN ANLAMADIM”

Onlar sadece bir kişinin buyruğunda, boyunduruğunda ya da tensipleriyle iş yaptıkları için üzülüyorum. Bazen bunlar için boşuna mı üzülüyorum diye de düşünmüyor değilim. Neden? Hatırlayın lütfen 2019’da ne diyorlardı? Hatırlayın Ekrem İmamoğlu için. Binali Yıldırım’mı diyeceksiniz? Sisi’mi diyeceksiniz diyorlardı. Yuhalamayın değmez ağzınız yorulur. O zaman, hatırlayın Sisi ben oluyorum bu arada,  Sisi dedikleri de Mısır Cumhurbaşkanı. Kötü dedikleri Sisinin 15-20 gün önce ayağına gittiler. Doğru mu? Allah insana ne diyeyim öyle bir günde bunu yaptırıyor ki, Sevgililer Gününde yaptırıyor. Hatta sevgili arkadaşımı Ankara’da misafir ederim de diyor çok arzularım diyor. Ne zaman dedi 14 Şubat Sevgililer Gününde. Bakın çıt yok kimse hayırdır demiyor.  O gün onu alkışlayanlar hiçbir tanesi çıkıp da yahu kardeşim hayırdır demiyor. Nedir bu U dönüşü demiyor? Bir başka örnek daha vereyim. Yine 2019’da ne dediler? Bunların sözlerini hatırlıyorum da Allah esirgesin ya. Böyle bir sözle sen ben var ya bu tarz sözleri bu milletin huzuruna vallahi çıkamam. Bu yüz müdür, meşin midir anlamadım. Nasıl bir yüz var bunlarda ben anlamadım. Esenyurt düşerse… Bak bak lafa bak lafın ağırlığına bak. Neymiş efendim Mekke düşermiş. Ya Allah aşkına ya. Allah sizi ıslah etsin. Bak Allah sizi ıslah etsin.  Mekke’yle Esenyurt ne alaka değil mi. Milletin, arasına nifak sokacaklar ya. Milletin o masum inancını kullanacaklar ya. Yollarda gezerken görüyoru, binde bir görüyorum Allah’ıma şükür. Bazen beş binde bir görüyorum da ben gene de binde bir diyorum. Suratı sert bir şekilde bana bakan seçmenler görüyorum. Ben söyleyeyim kalben biliyorum beni tanıdıkları için değil, tanıyamadıkları için kızgınlar. Yoksa beni tanısınlar var ya, kalbine sokacak bir daha çıkarmayacak onu da biliyorum.

“86 MİLYONUN KUL HAKKINI YİYORLAR. ZEHİR ZIKKIM OLSUN ONLARA”

Az önce gelişimde orada parti binası dediler tepedeydiler. Onlara selam verecektim burada. İçeri gittiler ama eminim camın arkasından beni dinliyorlar şu anda. Sanıyorlar ki Ekrem İmamoğlu, bunları anlamıyorlar. Bana kızgın bakıyorlar. Niye? Bu yalan ifadeleri dinledikleri için bu yalan konuşmalara, bu yalancıları dinledikleri için. Yahu şu 12-13 kanal var ya bizim parayla bile, paramızla bile reklamımızı almıyor. Senin benim paramla yayın yapan TRT bile reklamımızı almıyor. O yöneticiler,  ne yapıyor biliyor musunuz? 86 milyonun kul hakkını yiyorlar. Zehir zıkkım olsun onlara. Bakın o yöneticilere kul hakkı yiyorlar, kul hakkı. Sanıyorlar ki bu millet bu ucuz numaraları yutacak, yutmaz. İşte onun için inançları mesele edip, neymiş Esenyurt düşerse Mekke düşermiş. Ne oldu? Esenyurt’u da kazandık. Mekke’de, Esenyurt’ta düştü mü? Düşmedi. Her şey yerinde kardeşim. Aynı neye benziyor biliyor musunuz? Ne dediler Ekrem İmamoğlu gelirse sosyal yardımlarınızı kesecek, yahu altı katına çıkarttık Şunu söyleyeyim. Keşke bu memleketin ekonomisi çok iyi olsaydı da bu millete bu kadar sosyal yardım vermeseydik ama ekonomiyi batırdınız.

“ACEMİ ADAYIN DENGESİ O KADAR BOZUK Kİ FARKINDA OLMADAN ERDOĞAN’I ELEŞTİRİYOR”

Bu Mekke, Esenyurt meselesini alet ettiler ya o zaman, sanki işe yaramış gibi bu acemi aday, dayanamadı dün bir laf yetiştirdi. 31 Mart’ta Gazze’deki mazlumlar sevinecek. İBB’yi o kazanırsa Gazze’ye yardım edeceğim demiş. Şimdi neresinden tutarsan eline geliyor. Bir, ey Allah’ın adamı ne diyeyim sana? Allah seni ailene bağışlasın git ailenle yaşa. Ama bu şehri sen bilmiyorsun bu şehrin insanı ne hiç bilmiyorsun. Ben bundan ne anlarım biliyor musun? Aslında farkında değil. Hükümeti eleştiriyor burada yani koca Türkiye Cumhuriyeti gazeteye yardım edemedi. O gelince edecekmiş o gelince. Acemi adayın dengesi o kadar bozuk ki, farkında olmadan  Erdoğan’ı eleştiriyor, aramızda kalsın. Sayın Cumhurbaşkanı’na diyor ki Gazze’ye yardım et bak sen etmedin ben gelirsem ben edeceğim diyor. İBB başkan olursam yardım edeceğim diyor. Bak daha yeni başladık kavga etmeyin. Yan yana afişleriniz var. Sonra makası alıp kesmeye başlarlar. Sayın Erdoğan’ın sağı solu belli olmaz. Resimlerinden bir gün sonra seni pat diye çıkarıverir ha. Tek kendi resimleriyle seçime girer İstanbul’da. Öyle yapar mı? Yapar vallahi yapar. Ben zaten bekliyorum. Bir hafta bilemedin iki hafta sonra meydanlarda. Dayanamıyacak gene dayanamayacak. Keşke memleketin gerçek sorunlarına eğilse. Ama hani bir laf vardır ya boynunu eğri demişler nerem doğru ki demiş. Şimdi bunların işi böyle. Ben bunlara boşuna su kaynattı demiyorum. Boşuna kayış attılar demiyorum. Vallahi Allah yardımcıları olsun.

“İSTANBUL’DA YÜZÜMÜZÜ GÜLDÜREN ACEMİ BİR ADAY VAR”

Bu zor zamanlarda emeklilerimizin yüzünün gülmediği zamanlarda sıkıntılarını had safhada olduğu zamanlarda enflasyonun tavan yaptığı zamanlarda Allah razı olsun İstanbul’da yüzümüzü güldüren bir acemi aday var yüzümüzü biraz güldürdü. Yardım konuları hassas konulardır. İstismar konuları değildir. Bu kardeşimiz bu işlerin reklamını yapmadı, yapmaz. Ama madem bu konuyu açtı, söyleyeceğim. Yakın çevremizdeki her savaştaki mazlum insanların yanında olmayı, kendi namıma değil, İstanbul halkı adına esirgemedik, bu memleketin ve bu şehrin yönetimi olarak her zaman yanlarında olduk, olmaya devam ediyoruz.  Rusya, Ukrayna Savaşı ardından, bu süreç içerisinde belediyemiz olarak özellikle Odessa’ya ve Odessa kentine ve de göç etmiş Ukraynalı insanları farklı ülkelerde, şehirlerde çocuklarına özellikle kadınlara dönük yardımları sizler adına yolladık, helali hoş olsun. Bu memleket insanı adına. İsrail’in insanlık dışı Gazze saldırısı başlayınca hemen yönetici ekibimizle  o gün oturduk. İBB Meclisi’ne önergemizi verdik. Gazze yardımı için karar çıkarttık. Bölgeye yardım ulaştırılması zor şartlarda oluyor. Onun için bu süreci bir tek ülkemiz adına da AFAD planlıyor. AFAD’la beraber bu süreci bekledik, sonuçta izin çıktı, hazırlıklarımızı bitirdik iki gün sonra bu milletimiz adına yardımlarınız Gazze’ye gidiyor Buradan Sayın adaya yeni bir davette bulunuyorum. Bu davet işi olunca başı dönüyor ama 5 Mart salı günü. Yani iki gün sonra, üç gün sonra sabah 11,30 seni Sultangazi’deki tesislerimize lojistik sahaya davet ediyorum, gel orada beraber İstanbulluların yardımlarını hep beraber Gazze’ye yollayalım. Çekinme gel biz sana benzemeyiz. Davetimiz de asildir Misafir perverliğinizde asildir. Senin gibi misafire kaba saba sözler etmeyiz, ettirmeyiz. Gel birlikte Gazze’ye, el ele yardımları İstanbul halkı adına uğurlayalım.

“BİR PARMAK EKSİLTEREK EL SALLIYORLAR YA…”  

Atamızın güzel sözü, her çocuğumuz için bir vasiyettir. ‘Fikri Hür, Vicdanı Hür Nesiller’ İşte akıl da vicdan da hür olmayınca insan böyle mekanikleşiyor ne diyeceğini bilmiyor. Bunlar talimat alarak iş yapmaya alışmışlar. Ben de yüzlerce örneği var onlara girmeyeceğim. İnşallah 31 Mart’ta 16 milyon insanımızla birlikte ne yapacağız? Bu fikri hür vicdanı hür olmayanları bile özgürleştireceğiz. Hani bir parmak eksilterek el sallıyorlar ya 31 Mart’tan sonra o parmaklarını da özgürleştireceğiz. El sallayacaklar serbestçe. Yüzyıllardır el sallamanın bir usulü var değil mi? Bir kişi yaptı diye herkes bir parmağını eksik gösteriyor. Yarın dese ki iki parmağınızı eksiltin öyle yapacaklar. Dese ki vazgeçtim, hepsini açın öyle yapacaklar. Vallahi Allah akıl versin. Böyle bir, siyasi süreç olmamıştır. Onun için o kadar sorumluluğumuz büyük ki sadece bu seçimi 16 milyon insan için değil fikri ve vicdanı hür olmayan o bir avuç insanı da özgürleştireceğiz. Var mısınız özgürleştirmeye.

“16 MİLYON HEMŞEHRİM, DAĞ GİBİ YANIMDA”

Bana diyorlar ki; ‘Bu seçimde tek kaldın. Bak her parti adayını çıkardı. Hatta bağımsız adaylar çıktı. 52 tane aday var. Tek kaldın, bu kez işin zor.’ Ben de diyorum ki; Allah’ıma bin şükür, kul hakkı yemedim kardeşim. Haram yemedim. Hak edenin hakkını, hak etmeyene vermedim. Eş, dost, akraba kollamadım. Kimseyi ‘oy verdi, vermedi’ diye, vallahi billahi ayırt etmedim. Eşit ve adil hizmet vermeye, en yüksek seviyede gayret ettim. Ayrımcılık yapmadım. 5 yılın sonunda ne yaptıysam, şunu yaptım: Milletin parasını, millete verdim. Vermeye devam ediyorum kardeşim. O yüzden tek değilim. Zaten söylediniz. Benim 16 milyon hemşehrim, dağ gibi yanımda, dağ gibi. 52 değil, 152 rakip de çıksa, 31 Mart akşamı, biz, İstanbul’la birlikte oluruz. İstanbullularla birlikte olur ve anlaşırız. Hem de öyle güzel anlaşırız ki, hayal kuranlar şaşa kalır. 31 Mart akşamı daha mutlu, daha güzel ve çok daha başarılı bir İstanbul ve Zeytinburnu için hem bana hem de Onur Soytürk’e destek vermeye hazır mıyız?”

Haber: OKTAY YILDIRIM – Kamera: UMUT EMRE AKBULUT

İçerik hoşunuza gitti mi?!
[Oy: 0 Yıldız: 0]

En az 10 karakter gerekli