DOLAR 32,4504 -0.15%
EURO 34,8290 -0.66%
ALTIN 2.441,260,23
BITCOIN 2045283-2.62871%
İstanbul
16°

PARÇALI AZ BULUTLU

13:07

ÖĞLEYE KALAN SÜRE

Ekrem İmamoğlu: “İş üretiyoruz, Engellemeleri Aşıyoruz.

Ekrem İmamoğlu: “İş üretiyoruz, Engellemeleri Aşıyoruz.

ABONE OL
Ocak 18, 2024 16:56
Ekrem İmamoğlu: “İş üretiyoruz, Engellemeleri Aşıyoruz.
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kamera Sistemleri Fiyatları
Kamera Sistemleri Fiyatları

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), Beylikdüzü Barış ile Kavaklı mahallelerini birbirine bağlayan Vira Kavşağı’nı baştan aşağı yenileyerek, yaklaşık 14 yıllık trafik çilesine son verdi. Vira Kavşağı açılışında konuşan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, “Biz sadece iş üretmiyoruz. İş üretiyoruz, engellemeleri aşıyoruz. Allah’ın izniyle bu konuda bayağı bir kabiliyetli olduk. Ne koyarlarsa koysunlar önümüze, biz onu aşmayı, o duvarı yıkmayı başarıyoruz. Çünkü biliyoruz; o duvarın yıkılmasıyla vatandaşı hizmetle buluşturuyorsunuz” dedi.

İBB, Beylikdüzü Barış ile Kavaklı mahallelerini birbirine bağlayan Vira Kavşağı’nı baştan aşağı yeniledi. Yıllardır trafik çilesi yaşanan 2 şeritli kavşaktaki şerit sayısı 3’e çıkarılarak araç yoğunluğunda azalma, bölgeye yayılan trafikte rahatlama sağlandı. Yenilenen Vira Kavşağı’nın açılışı; CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Beylikdüzü Belediye Başkanı Mehmet Murat Çalık’ın katılımlarıyla gerçekleştirildi. Açılış töreninde; İBB Genel Sekreter Yardımcısı Gürkan Alpay, Çalık, İmamoğlu ve Çelik birer konuşma yaptı.

İmamoğlu konuşmasında şunları söyledi:

“13-14 YILLIK ÇİLEYİ BİTİRMENİN KEYFİNİ YAŞIYORUZ: Çok özel, çok insani, insan odaklı bir projenin açılışını yapıyoruz.  Her ne kadar adını Vira Kavşağı diye tariflesek de aslında burada derinlemesine bir trafik sorununu çözen, ama bir o kadar da insan yaşamını kolaylaştıran, her noktasından vatandaşın nasıl geçeceğini, vatandaşın önüne bir engel değil, o engeli nasıl kaldıracağını çözüme kavuşturan bir alanı tasarlamanın keyfini yaşıyoruz ve açılışını yapıyoruz.

Bölgede yaşayanlar ve yolu kullanmak zorunda olan vatandaşların yaklaşık 13-14 yıldır trafik sıkıntısı çekiyorlar. 6 caddeyi bağlayan bir yerdi. Ve de önemli bir aksı sağlayan bir geçiş noktasıydı. Burayı iyi bir projeyle açmanın, göz bebeğimiz ve bütün İstanbul’a marka olan, hatta İstanbul dışında da artık isim olarak kullanılmaya başlanan ‘yaşam vadisi’ kavramının doğum yeri olan, bu yaşam vadisini de kesintisiz bir vadi haline getirip, D100 kanadından sahile kadar, neredeyse 7 kilometre, ayağınıza bir taş değmeden sizi yürüten, koşturan, bisiklete bindiren muazzam bir tasarımın da bütünlükçü yapısını taşıyan bir projeyi bitirmenin keyfini yaşıyoruz. Şimdi bunu açacağız.

KAĞIT ÜSTÜNDE, ‘7 METRONUN 5’İ İBB’NİN, İKİSİ DE ULAŞTIRMA BAKANLIĞI’NIN’ DENEBİLİR: Ulaşım, İstanbul için her dönem önemli bir sorun. Yaklaşık 25 sene önce, İstanbul’la ilgili ilk kez bir anketi sorguladığımı ve dinlediğimi anımsıyorum. Orada da birinci sıra sorun ulaşımdı, bugün de. Eğer siz, 16 milyon resmi nüfusu olan, 20 milyona yakın bir şehrin yaşamı içerisindeyseniz, ulaşım temel sorun olabiliyor. Dünyanın en büyük kentlerinde bu sorun sıralaması pek de değişmez. Onun için, bütçemizin yüzde 50’sinden fazlasını ulaşıma harcıyoruz. Raylı sistemlerde, kara-deniz yollarında büyük atılımlar yaptık ve ağımızı genişletiyoruz. 5 yıldan daha kısa süre içerisinde, Büyükşehir Belediyesi’nin projeleriyle, bütçesiyle, tam 7 metro hattı hizmete açıldı. Kağıt üstünde, ‘7 metronun 5’i İBB’nin, ikisi de Ulaştırma Bakanlığı’nın’ denebilir. Doğru; ama bir farkla. Bakın; biz sadece iş üretmiyoruz. İş üretiyoruz, engellemeleri aşıyoruz. Allah’ın izniyle bu konuda bayağı bir kabiliyetli olduk. Ne koyarlarsa koysunlar önümüze, biz onu aşmayı, o duvarı yıkmayı başarıyoruz. Çünkü biliyoruz; o duvarın yıkılmasıyla vatandaşı hizmetle buluşturuyorsunuz.

BİZDEN TAHSİLAT YAPIYORLAR HEMDE ÇATIR ÇUTUR: Peki, ‘İkisi Ulaştırma Bakanlığı’nın’ derken aradaki fark nerede. Engelleri aşmanın yanı sıra, bir de bizden tahsilat yapıyorlar. Hem de çatır çutur. Yani daha önce Ulaştırma Bakanlığı, İBB’ye devretmek üzere yaptığı bir metro hattının parasını, 15-20 yılda tahsil ediyordu. Çünkü o zaman yönetmelik, orada kesilen bilet parası üzerinden tahsilatını yapıyordu. Biz göreve gelince, metro hatları bize teslim edilmek üzere bir genelge çıkartıyorlar ve ‘İstanbul’a yollanan paranın, yani 100 liranın, 5 lirasını kesme hakkını üstümüze aldık’ diyorlar. Ve bizim hiç gözünün yaşına bakmadan, İstanbullunun cebine buradan para koyarken, buradan bir el uzanıyor, buradan 5 lirasını alıyor 100 liranın. Ve ne oldu biliyor musunuz? Sadece 10 ayda iki metro hattının, artık yaklaşık 5 milyar lirasını bizden tahsil ettiler. 10-11 ayda. 5 milyar lira. Yani iki yıllık Beylikdüzü bütçesini, 10 ayda cebimizden aldılar. Şimdi böylesi bir tahsilatla, onun için hakkımız olarak görüyoruz, ‘7 metre hattı’ diye söylemeyi.”

NE YAPARLARSA YAPSINLAR, BİZİM BAŞIMIZI ÖNE EĞEMEZLER: Ne yaparlarsa yapsınlar, bizim başımızı öne eğemezler. Biz, işimizi ahlaklı ve haysiyetli yapıyoruz. Gerçekten kamu yöneticisi olma sorumluluğuyla ve ciddiyetiyle işimize bakıyoruz. Bu ciddiyetle ve bu kararlılıkla iş yaparken, bu engelleme süreçlerinin yazılarını yazanlar, gerçekten bu işi hazırlayan aklın nasıl ciddiyetsiz, nasıl sorumsuz davrandığını da görüyoruz. Bunu halkımız, milletimiz görüyor, okuyor ve bunun cevabını verecek. Tabii bu olgunlaşmamış, bu ciddiyetsiz akıl, tüm maliyetini bizden toplayıp alarak, 10 ayda tahsil ederek, sanki bir iş başarmış görüyorlar kendilerini. Yani İstanbul’u zora sokacaklar, İstanbul’un bütçesini küçültecekler. Başka bir akıl işliyor.

BENİ AÇILIŞA DAVET ETMEKTEN BİLE KORKUYORLAR:  İktidar kanadı parasını 10 ay içinde İBB’den tahsil ettikleri açılışlara bile davet etmiyorlar. Beni açılışa davet etmekten bile korkuyorlar. Çünkü, oraya gitsem herhalde şundan korkuyorlar: Bakıyorlar, kurdeleyi koysalar buraya, kurdeleyi keserken beni görse orada oturanlar, sempatizanları; öyle tahmin ediyorum ki hepsinin bizim o güler yüzlü, bizim o insancıl bakışımızla onları ikna edeceğimizden korkuyorlar. Onun için bizi davet etmiyorlar. Ama ben, İstanbul’a hizmet isteyen, hangi partiye oy verirse versin, bütün partilere oy verenlerin oyunu almaya, güler yüzle, iyi niyetle, samimiyetle, ciddiyetle, devlet insanı ahlakıyla, iyi bir hemşehri, iyi bir dost, iyi bir ‘Ekrem Abi’, iyi bir kardeş olmaya aday değil; artık oyum ben, oyum. Aradaki fark bu. Ve o anlamda ben herkesin oyunu da alacağıma inanıyorum.

EKREM’İ ENGELLEMİYORSUNUZ, 4 MİLYON İNSANI ENGELLİYORSUNUZ: Her seçim döneminde; 2004, 2007, 2009, 2014… Ama referandum ama genel seçim ama yerel seçim… Her seçimde Beylikdüzü halkına, Esenyurt halkına, Avcılar halkına, Büyükçekmece halkına bu metroyu vaat ettiler. Söz verdiler. ‘Göreve geleceğiz, ihale yapacağız’ dediler. Yapmadılar, kandırdılar. Bakın burada, 3,5-4 milyon insanı kandırdılar. Peki biz ne yaptık? Göreve gelir gelmez projelerini aldık. Revizyonlarını yaptık. Tasarruf revizyonlarını yaptık. Yüzde 20-25 oranında tasarrufa giden bir proje revizyonu yaptık. Üstüne üstlük; Sefaköy-Beylikdüzü diye daralttıkları, İBB yetkisindeki Sefaköy-İncirli bölümünü de talep ettik. ‘Bunu da verin bize’ dedik. ‘Biz yapacağız, vermeyiz’ diye yazı yazdı Ulaştırma Bakanlığı. Biz, Sefaköy-Beylikdüzü kısmının üzerinden yola çıkarak kredilerini bulduk. Dünyanın en önemli iki yatırım finansman kuruluşunun kredilerini bulduk. Ön protokoller imzaladık. Ve iş neye kaldı? 1,5 senedir; bir mürekkep, bir kalem. Kefil değilsin, bir şey değilsin. Zaten İstanbul halkının kefaleti, her şeye yeter. İstanbul halkının itibarı, her şeye yeter. Bir mürekkep, bir kalem… İmzalamıyorlar. Ne için? Yani Ekrem’i mağdur edelim, Ekrem’i engelleyelim. Ekrem’i engellemiyorsunuz. 4 milyon insanı engelliyorsunuz. Ama bu yerel seçim bitecek. Bu yerel seçimde öyle bir demokrasi şamarı yiyeceksiniz ki, mecburen o evrakı imzalayacaksınız.

ATIN İMZANIZI, BAKIN BEN NASIL TEŞEKKÜR EDİYORUM” Biz, bunların yollarını buluyoruz. Eyüpsultan-Bayrampaşa hattının hemen ihalesine başlıyoruz. Beylikdüzü konusunu da çözüme kavuşturacağız. Göreceksiniz, tıkır tıkır yolumuza devam edeceğiz. Bunlar bizi arkadan izliyor. Vallahi mesafeyi öyle bir açacağız ki, arkadan izleyecek mercek bile bulamayacaklar, dürbün bile bulamayacaklar. Mesafeyi açacağız. Nedir dertleri? ‘İmamoğlu daha fazla metro yapmasın.’ Her zaman yaptığım gibi söyleyeyim. Bir kere yaptığımız her işin sahibi millettir. O metroların sahibi de millet. Milletin parası. Milletin ihtiyaç duyduğu hizmetleri yapmaya devam edeceğiz. Atın imzanızı, bakın ben nasıl teşekkür ediyorum. Hiç sorun yok; teşekkür ederim. Teşekkür etmekten de imtina etmedim, etmem. Yalnız, gecikme yüzünden milletin sırtına binen ekstra maliyetler ve bunun gibi hususları ıskalıyorlar. Yazık ediyorlar. Devlet insanı duruşundan uzaklaşıyorlar. Milletimizin geleceğine verdikleri birçok konudaki zarar gibi, bu konuda da zarar vermeye devam ediyorlar. Ama biz, işimize bakıyoruz. Allah’ın izniyle, 5 yılda 7 metro açmış, 3 metroyu da açmak üzere olan bir yönetimimiz. 6 metronun yapımına devam eden, 5 metro projesini de yapıma hazır hale getirmiş bir yönetimiz. 3 metro projesini hazırlamış, olağanüstü yetenekli ve kendini işine adamış, milletine ve şehrine adamış, muazzam bir ekibe liderlik etmenin onurunu ve keyfini yaşıyorum.

SİYASETİ DİDİŞMEK İÇİN DEĞİL, MİLLETİN SORUNUNU ÇÖZMEK İÇİN YAPIYORUM: Şimdi 12 bin yatırım projesine ‘evet’ diyorsunuz, ama burada İstanbul’un yatırım projelerine ‘hayır’ diyorsunuz; çok komik.  Avrupa Yatırım Kalkınma Bankası’nın Başkanı hanımefendi ziyaretime geldi. Üç defa şöyle sordu: ‘Anlayamıyorum, niçin imzalamıyorlar’ dedi. Nasıl anlatayım yani Fransız hanımefendiye? ‘Ben de anlatamıyorum’ dedim içimden. Dedim, ‘Anlatılacak durumu yok.’ Nasıl anlatacaksın? Bunu kime anlatabilirsin? Onun için ‘itibarsız’ diyorum. Onun için ben, siyaseti didişmek için değil, gerçekten milletin sorununu çözmek için yapıyorum. 16 milyon insanımızın sorunlarının çözülmesinden yana, gece-gündüz çalışıyorum. Çok enerjiğim Allah’ıma şükür. Beylikdüzü’ne geldim, sizi gördüm; enerjim daha da arttı. Ve birçok projemizi yaparken, bu enerjiyle hareket ediyoruz. İnanın, Sefaköy-Beylikdüzü hattını da bitireceğiz. HIZRAY’la, Beylikdüzü’nü Sabiha Gökçen’e de biz bağlayacağız. İstanbul’un her köşesini, yaşanabilir ve mutlu, refah düzeyi yüksek insanlarla buluşturmanın keyfini biz yaşayacağız. Bu güçle, sadece 4,5 yılda -bakın üç ayımızı çaldılar bu arkadaşlar- 155 kavşağı bitirdik, 232 caddeyi düzenledik. Beylikdüzü’nün bizden önce, 20 yıldır İBB’den almadığı hizmeti, vallahi de billahi de biz, 4,5 yılda bu şehre verdik. Daha fazlasını verdik. Kültür merkezi, sosyal alanlar, yeşil alanlar, kavşaklar, yollar…

20-25 YILLIK HİZMETLERİNİ ANLATIYORLAR, BENLE YARIŞTIRIYOR: Peki sadece Beylikdüzü’ne mi? Onların yönettiği ilçeler de dahil olmak üzere, İstanbul’un 39 ilçesine verdik. Her ilçeyle, uzlaşıyla çalıştık. Onun için oturuyorlar, kalkıyorlar Ekrem İmamoğlu’yla uğraşıyorlar. Bir de şaşkınlar, şöyle yapıyorlar: Mesela, 20-25 yıllık hizmetlerini anlatıyorlar, benle yarıştırıyor. Ya Allah’tan kork. Bizim 4,5 yılımız var. Yani aynı şey değil. Ama bu seviyeye onları getirmişsek, ne mutlu bize. Ben demiştim; 18 gün görev yapıp, seçimi elimizden alıp, milletin demokrasi hakkını, hukukunu gasp edip, o çaldıkları zaman demiştim: “Bu 18 günde bile bizden nasıl korktuklarını gördünüz. 4,5 yılda yapacaklarımızla, bunları, bırak korkmayı, inanın göreceksiniz, bunların hayalleri, başka kişisel hayalleri var, bizim milletle ilgili hayallerimiz var; yerle bir edeceğiz onları’ demiştim.”

ARKAMDA BEYLİKDÜZÜ HALKI VARKEN, BİZİ KİMSE YIKAMAZ: Biz, buradan bu halkçı, insancıl, demokrat, cumhuriyetçi, devletini düşünen bir anlayışla, sadece şehirlerimizi ihya etmiyoruz, sadece şehirlerimizi güzelleştirmiyoruz. Aynı zamanda memleketimizin birlik ve beraberliği ve memleketimizin geleceğini inşa eden yerel yönetim anlayışını inşa ediyoruz. Onun için çok iddialıyız. İddialı olmaya devam edeceğiz. Bizi 25 yıllarıyla kıyaslasınlar. İstanbul’un ikinci dönem, kalkınmacı, icracı ve aynı zamanda yaratıcı, yeşil ve adil kent tasarımı gümbür gümbür ikinci dönemiyle geliyor. Hem de en az 25 ilçesiyle geliyor. Yolumuz açık olsun. 31 Mart’tan sonra, kendimizi aşmak, yaptıklarımızdan daha fazlasını geriye dönüp bakmadan… Baksak zaten göremeyeceğiz onları. Bayağı geride kalacaklar. Onun için önümüze bakacağız. Milletimizle beraber koşacağız. ‘Vira vira’ diyeceğiz, Denize çıkar gibi. ‘Tam yol ileri’ diyeceğiz. Hedef büyüterek devam edeceğiz. Yolumuz açık olsun. Arkamda Beylikdüzü halkı varken, bizi kimse yıkamaz. Hep birlikte yola devam.”

Beylikdüzü Belediye Başkanı Murat Çalık ise Cumhurbaşkanlığı yatırım programına alınmayan Sefaköy – Beylikdüzü metro projesi ile ilgili şunları söyledi:

“ONLARIN ULAŞIM HAKLARINI ELİNDEN ALIRSANIZ ONLARIN OYUNU DEĞİL AHLARINI ALIRSINIZ: Önceki gün 2024 yılı Cumhurbaşkanlığı yatırım programı ile tam 12 bin 41 projeye onay verildi. Ancak İstanbul Büyükşehir Belediyemizin projesini hazırladığı finansmanını ayarladığı Sefaköy, Beylikdüzü TÜYAP metrosu maalesef yine onaylanmadı. Burada Ekrem Başkanı mı cezalandırıyorlar? Mehmet Murat Çalık’ı mı cezalandırıyorlar? Hayır bu kentte yaşayan, bu bölgede yaşayan dört milyon insanımızı cezalandırıyorlar. 16 milyon İstanbulluyu cezalandırıyorlar. Bazıları, Beylikdüzü’nde yaşayan insanların ulaşım haklarını savunanları susup bir kenarda oturacağını düşünüyor olabilir. Ben buradan o düşünce içerisinde olan arkadaşlarımın gözlerinin içine bakarak şunları söylemek istiyorum. Yanılıyorsunuz, yanlış yapıyorsunuz, yanlışa düşüyorsunuz. Bu kentin hiçbir evladını cezalandıramazsınız. Onların ulaşım haklarını gasp ederseniz onların oyunu değil sadece ahını alırsınız.

KAPI KAPI GEZEREK İNSANLARIN BUNU ÖĞRENMESİNİ SAĞLAYACAĞIM: Kapı kapı bizzat gezerek insanların bunu öğrenmesini sağlayacağım. Ekrem Başkanımızın büyük bir çaba ve gayretle kalp tüm kaynaklarını temin ettiği. Hükümetin cebinden tek bir kuruş bile çıkmamasına rağmen, onay vermediğiniz Beylikdüzü metrosunu bu kentin tüm yurttaşlarına tek tek anlatacağım. Nezaketle ve zerafetle anlatacağım. Nezaketle ve zerafetle direnişimizi yapacağız ve bu kentin hakkı olan metroyu da söke söke bu kente getireceğiz, kazandıracağız bilsinler istedim. Yol arkadaşım. kıymetli kardeşim, sevgili başkanım Ekrem Başkanımızdan aldığımız bayrağı asla yere düşürmeyen ve asla yere düşürmediğini vicdani rahatlıkla söyleyebilirim ki başaracağız ve kazanacağız. Hiç kimsenin şüphesi olmasın. 100 yıllık, Cumhuriyetimizin yeni yüzyılında Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ve onun bize emanet ettiği bütün değerleri savunmaya devam edeceğiz. Yüzyılın enerjisiyle çok önemli zaman dilimlerinden geçmekteyiz. Yüz yılını geride bırakan güzel memleketimiz için, Cumhuriyetimiz için, Cumhuriyetimizin kazanımları için tam olarak bir yol ayrımındayız. Tam da bugün açmakta olduğumuz bir kavşak noktasındayız. Nasıl ki Cumhuriyet hepimizi bir ortak ülke etrafında birleştirdiyse 100’üncü yıla özel yüzüncü yıl Vira kavşağımızda bizi doğru şehircilik, doğru şehircilik felsefesinde buluşturacaktır. Yeni kavşağımızın tüm Beylikdüzü’nde yaşayan komşularımıza hayırlı uğurlu olmasını diliyor, hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum”

Haber: OKTAY YILDIRIM Kamera: ADEM KARABAYIR

İçerik hoşunuza gitti mi?!
[Oy: 0 Yıldız: 0]

En az 10 karakter gerekli