34,7004$% 0.26
36,7726€% 0.37
44,2923£% 0.52
2.960,54%0,92
4.919,00%0,14
19.678,00%0,15
CHP Grup Başkanı Özgür Özel; Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, “Merdiven altı kapkaççılara kendinizi kaptırmayın. Gençlik ve Spor Bakanlığı’mızın Diyanet İşleri Başkanlığı’mızın sizlere yönelik çalışmaları var” açıklamalarına ilişkin, “Merdiven altına yöneltmeyin, merdiven altının cezasını kaldırmayın Sayın Erdoğan. Bunu yapan sizsiniz. Meselenin sorumlusu sizsiniz. Ama bu sorumluluğu üstlenmek yerine bu ifadeleri kullanıyorsunuz. Bunu kesinlikle kabul etmemiz mümkün değil” dedi. Özel, Abdüllatif Şener’in açıklamalarını ise, “Abdüllatif Şener’i listemize koyup da oy verdirttiğimiz ve onu buraya taşıyıp da taşıyamadığımız CHP’lilerden özür dilemek dışında söylenecek söz yok. Yoksa kendisi cevaba değecek bir tutum içinde değil” sözleri ile değerlendirdi.
CHP Grup Başkanı Özgür Özel, TBMM’de; gündemi değerlendirdi, gazetecilerin sorularını yanıtladı. Özel’in konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:
“ŞU ANDA ADIYAMAN MİLLETVEKİLİMİZ SAVCILIKTA, BİLGİ ALIYOR: Bugün yine bütün Türkiye’yi sarsan, can sıkıcı bir olayı konuşuyoruz. 12 yaşında bir evladımızı kaybettik. Semerkant’a ait bir medresede Abdulbaki Dakak, ayrılmak istediği yurtta ölü olarak bulundu. Bu konuyla ilgili olarak İnsan Hakları Komisyonu’ndan 3 milletvekilimiz; Diyarbakır Milletvekilimiz Sezgin Tanrıkulu, Adıyaman Milletvekilimiz Abdurrahman Tutdere ve Şanlıurfa Milletvekilimiz Mahmut Tanal’ı görevlendirdik. Şu anda Adıyaman Milletvekilimiz savcılıkta bilgi alıyor. Arkadaşlarımız, aile ile temas kurma girişimindeler. Bu konuyu bütün yönleriyle araştırmak durumundayız.
BU MERDİVEN ALTI YERLERİ AÇTIRTAN KİM, BUNLARI KORUYAN KİM: Bu sırada Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yapmış olduğu açıklama, vatandaşın aklıyla alay eden ve vatandaşın vicdanıyla alay eden bir açıklama. Diyor ki ‘yaz tatili geliyor, merdiven altı yerlere değil, Diyanet İşleri’nin veya bakanlığın organizasyonlarına yönelin. Bu merdiven altı yerleri açtırtan kim? Bunları koruyan kim? Bugün Türkiye’de 2 bin civarında izinsiz, ruhsatsız, kaçak medrese olduğunu biliyoruz. 2013 yılına kadar bu tür yerler açmanın 3 yıl ile 6 yıl arasında hapis cezası vardı. Recep Tayyip Erdoğan kaldırdı. O günden sonra mısır patlağı gibi her ilçede, her beldede bu kaçak medreseler ortaya çıkmaya başladı. Caydırıcı ceza yok. Kanuni değil, merdiven altı ama cezası yok.
MERDİVEN ALTINA YÖNELTMEYİN, MERDİVEN ALTININ CEZASINI KALDIRMAYIN SAYIN ERDOĞAN: Bugün diyor ki ‘buralara gitmeyin.’ Gitmeyeceklerse neden varlar? Neden göz yumuyorsunuz, neden ceza vermiyorsunuz? Daha da vahimi, 2016 yılında Karaman’da KAİMDER ve Ensar’a ait olan 10 çocuğun istismara uğradığı ve büyük infial yaratan Ensar Vakfı olayından sonra ne yaptılar biliyor musunuz, Ensar’ın yurdundaki çocuklar küçük yaştaydı, o güne kadar bu vakıflar lise üstünde yurt açabiliyordu, ortaokul seviyesine indirdiler Ensar’ın yurtlarını suç olmaktan çıkarmak için. Bugün de diyor ki ‘merdiven altına yönelmeyin.’ Merdiven altına yöneltmeyin, merdiven altının cezasını kaldırmayın sayın Erdoğan. Bunu yapan sizsiniz. Meselenin sorumlusu sizsiniz. Ama bu sorumluluğu üstlenmek yerine bu ifadeleri kullanıyorsunuz. Bunu kesinlikle kabul etmemiz mümkün değil.
BU KONUYU TAKİP ETMEYE SONUNA KADAR DEVAM EDECEĞİZ: İnsan Hakları Komisyonu üyelerimizin raporuna göre konuyu Meclis’te de takip etmeye devam edeceğiz. Urfa’da da takip etmeye devam edeceğiz. Bütün Türkiye’de de bu konuyu takip etmeye sonuna kadar devam edeceğiz.”
“ABDÜLLATİF ŞENER’İN AÇIKLAMALARINI İÇİM ACIYARAK, KANIM DONARAK İZLEDİM”
Özel, açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Abdüllatif Şener’in açıklamaları üzerine yöneltilen soruya Özel, “Abdüllatif Şener’in açıklamalarını içim acıyarak, kanım donarak izledim. Canlı yayında izlemedim ama ardından sosyal medyada bugün televizyonlarda gördüm. Kanımız dondu. Abdüllatif Şener meselesinde şunu söylemek lazım; CHP toplumun belli kesimlerine erişmek, açılmak, Abdüllatif Şener’in Adalet ve Kalkınma Partisi’nin ‘Erdemliler Hareketi’ diye kurulduğu dönemden sonraki savrulmasını deşifre ettiği, sözde ona isyan ettiği ve toplumun vicdan sahibi muhafazakâr kesimlerini ifade ettiği bir dönemde CHP listelerinden kendine yer buldu. Samimiyetle şunu söyleyeyim, hangi CHP’linin yerine yer bulduysa o arkadaşımızın hakkını yedi ama bizim de o arkadaşımıza bir özür borcumuz var. Ona oy atan CHP’lilere bir özür borcumuz var. Abdüllatif Şener, takındığı tutumdan sonra partiye kaydolmuş. İkinci turdan önce istifa etmiş. Orada da suçüstü yakalandı ki Genel Başkan’a ikinci turda da oy vermemiş, birinci turda da oy vermemiş. Vicdanı kara, kalbi kurumuş. Kendisine alan açan bir partiye teşekkür etmesi gerektiği bir günde bir kez daha aynı alanı açmadı diye ihanet eden bir anlayışa ne denir? Böyle bir anlayışa ne denir? Bunun tekrarlanmaması için üzerimize ne düşüyorsa onu yapacağız. Hani seçim sonucundan ders alacağız ya, bu seçim sonucundan Abdüllatif Şener’in seçildiği seçimin sonucundan da ders almak lazımmış. Burada sadece şunu söylüyoruz, Abdüllatif Şener’e listemize koyup da oy verdirttiğimiz ve onu buraya taşıyıp da taşıyamadığımız CHP’lilerden özür dilemek dışında söylenecek söz yok. Yoksa kendisi cevaba değecek bir tutum içinde değil” diye yanıt verdi.
“BUGÜN CHP, DEĞİŞİMİ KONUŞMAKTADIR”
CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Kuşoğlu’nun kendisi ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na ilişkin açıklamaları üzerine Özel, şu değerlendirmeleri yaptı:
“Seçimin sonuçları her kademede değerlendiriliyor. Bu konuda sayın İmamoğlu’nun, benim, sayın Genel Başkanımızın farklı zamanlarda farklı değerlendirmeleri oldu. İlk günlerde özellikle sosyal medyada sayın Genel Başkana yönelik olarak birtakım üslubunu asla kabul etmediğimiz hakaretvari yaklaşımlara da son derece rahatsız olduğumuzu ifade etmiştik. Bugün CHP, değişimi konuşmaktadır. Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun değişim konusunda, değişimin önünü açacağım ifadelerini konuşmaktadır. Ekrem İmamoğlu’nun değişime, sayın Genel Başkanın liderlik etmesi beklediği ifadelerini konuşmaktadır. Özgür Özel’in değişimin kararlı ama vefalı olması gerektiğini konuşmaktadır. Meşru bir zeminde bu 3 ismin birbiriyle iletişim halinde olduğu, birbirine saygı duyduğu, birbirine omuz verdiği ve birbiriyle olan ilişkilerini son derece olması gerektiği bir zeminde ve partiyi kayırarak götürdüğü bir noktadayız.
“GENEL BAŞKANIMIZIN YAPICI YAKLAŞIMI ORTADAYKEN NİÇİN YAPILMAYA İHTİYAÇ DUYULMUŞTUR ONU SAYIN KUŞOĞLU İLE KARŞILAŞTIĞIMIZDA KONUŞURUZ”
Bugün bazı yandaş gazetelerin, ‘CHP üç parça.’ CHP tek bir parçadır. CHP’deki herkes CHP’yi ve Türkiye’nin geleceğini kendi kişisel menfaatlerinden önde görmektedir. Ben CHP Grup Başkanı sıfatıyla, sayın Ekrem İmamoğlu Cumhurbaşkanı Yardımcısı adayı sıfatıyla ve İstanbul Büyükşehir’in seçilmiş belediye başkanı sıfatıyla, sayın Genel Başkanımız, CHP’nin Genel Başkanı sıfatıyla son derece özenli, son derece saygılı, yapıcı, partinin yüksek faydasını gözeten bir tutum içerisindeyiz. Bu anlamda bunun dışındaki uyarılar kişisel uyarılardır. Bu uyarılar Genel Başkanın, takınmadığı bir üslup. Aksine sayın Genel Başkanımızın yapıcı yaklaşımı ortadayken niçin yapılmaya ihtiyaç duyulmuştur onu sayın Kuşoğlu ile karşılaştığımızda konuşuruz. Kendisi saygı duyduğumuz bir büyüğümüzdür. Ancak meselede biz, tam da olması gerektiği bir yerden, örnek bir şekilde tartışıyoruz. Çok iyi sonuçlar alacağımıza ve bunun sonunda hem önce CHP’nin hem sonra da Türkiye’nin kazanacağına kimsenin şüphesi olmasın. Bizim yaklaşımımız, bu değişim, dönüşüm sürecinde üzerimize hangi görev düşüyorsa, daha önce futbol deyimiyle ifade etmiştim, santrafor ise santrafor, orta saha ise orta saha, yedek kulübesiyle yedek kulübesi. Sorumluluk almaksa sorumluluk, fedakârlık yapmaksa fedakârlık. Çizgimiz budur, çünkü bizden beklenen de budur. Kimsenin kendisini partiden çok ve hiç kimsenin partimizi bizden çok sevdiğini kimse düşünmesin. En çok partimizi ve ülkemizi seviyoruz.”
“BUGÜN İÇİN BİR ADAYLIK İLANIM YOKTUR”
CHP Genel Başkanlığına aday olup olmadığına ilişkin soruya Özel, “CHP için en doğru kararı vermek durumundayız. Kişisel kararlarımızın bir önemi yok. Bana sordular Genel Başkan adayı mısınız? Genel Başkan adayı da olurum sorumluluk da alırım, fedakârlık da yaparım dedim. Bu kararı bütün değerlendirme süreçlerini konuşmam gereken kim varsa konuşacağım dedim. Sayın Genel Başkanımız ile konuştum, sayın Ekrem İmamoğlu ile konuştum, önceki Genel Başkanımızla, Genel Sekreterlerimizle, partimizin büyükleriyle, gençleriyle, bizden umudu olan tüm toplumsal kesimlerle temas halindeyiz. Gerektiği yerde sorumluluk almaktan ve gerekiyorsa fedakârlık yapmaktan kesinlikle kaçınmayacağım ama bu konuda tüm ismi geçenler ve hatta olası olup şu an ismi geçmeyenlerle ilgili olarak da herkes kendisi için değil partisi ve ülkesi için en doğru değerlenmeyi yapma sürecindedir. Bugün için bir adaylık ilanım yoktur. Ancak sorumluluk düşerse adaylıktan kaçmam, fedakârlık düşerse bir dakika düşünmem” yanıtını verdi.
“BELKİ DE 50’NCİ KERE KAMUDA TASARRUF YAPACAĞIM DİYEN SİZSİNİZ”
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın, “Kamuda tasarruf tedbirlerini, araçları devreye sokacağız” açıklamasını Özel, şu değerlendirmeleri yaptı:
“Cevdet Yılmaz’ın açıklamaları gerçekten inanılmaz. Cevdet Yılmaz, sanki seçimlere girerken Cumhurbaşkanı Kemal Kılıçdaroğlu’ydu, iktidar CHP’deydi de millet onlara görev verdi gibi açıklama yapıyor. Kamuda israfın önüne geçip tasarruf yapacakmış. İsrafı yapan sizsiniz. Belki de 50’nci kere kamuda tasarruf yapacağım diyen sizsiniz. Cevdet Yılmaz’ın söylediğine bakın, ‘Kamunun kara taşıtı kiralama gideri, son bir yılda yüzde 81 artmış; hava taşıtı kiralama gideri son bir yılda yüzde 389; kamunun taşıt alım yani kamunun satın alma giderleri son bir yılda yüzde 1228 artmış. 12 kat artmış. Kamunun akaryakıt alım giderleri yüzde 140 artmış. Cevdet Yılmaz gelmiş, kamuda tasarruf yapacağız. Seni atayana söyle israf yapmasın. Kamuda tasarruf genelgesi var. Genelgede saray muaf. Sen seni atayana söyle. Kamuda tasarruf genelgesine kendisini de seni de katsın.
“HEPİMİZ YAPACAĞIZ AMA SARAYDAKİ BEYEFENDİLER YAPMAYACAK”
Cevdet Yılmaz diyor ki ‘tasarruf yapacağız.’ Hayır, tasarruf yapacaksınız diyor. Kim yapacak? Hepimiz yapacağız ama saraydaki beyefendiler yapmayacak. Mevcut tasarruf genelgesinden Cumhurbaşkanı ve yardımcısı muaf. Saraydaki bakanlar, görev yapanlar, kurullar hepsi muaf. Önce dönsünler kendilerine baksınlar. Vatandaşı kandırmaya çalışmasınlar. Bir diğeri de çıkıyor diyor ki Vedat Bilgin, işçilere söz vermişti, asgari ücret 500 dolar olacak diye. Bugün çıkmış Cevdet Yılmaz, ‘Asgari ücrette dolar konuşmayalım, TL konuşalım.’
“EV SAHİBİ KİRACIYA SABİT TÜRK LİRASINI MI KONUŞUYOR”
Yahu senin bakanın, düne kadar bakanın şimdiki komisyon başkanın seçimden önce oy istediği asgari ücretlilere 500 dolar dedi. O dediğinde 19 lira derken diyecek; o zaman deseydi ki 9 bin 500 lira yapacağız deseydi. Bugün dolar olmuş 25 lira; dolar konuşmayalım TL’ye dönelim. Yani 12 bin 500 vermeyelim, 9 bin 500 verelim. Peki, dolar konuşmayalım Türk lirası konuşalım. Ev sahibi kiracıya sabit Türk lirasını mı konuşuyor? Akaryakıt fiyatları dolar mı konuşuyor, Türk lirası mı konuşuyor? Doğalgaz fiyatları Türk lirası mı konuşuyor yabancı para mı konuşuyor? Bütün giderler Türk lirası mı konuşuyor dolar mı konuşuyor? Daha dün sen şöyle söylüyordun: Efendim dolardaki artış önemli değil; enflasyon etkisinden arındırıp bak. E o zaman asgari ücretliye artışı verirken de böyle bak bakalım.
“12 BİN 500 LİRA ASGARİ ÜCRET, ASGARİ ÜCRETLİNİN ANASININ AK SÜTÜ GİBİ HELALDİR”
Enflasyon ne noktada? Efendim Vedat Bilgin dediğinde 19 liraymış. Doları suni tutuyorlardı. O günkü doların TL’sini konuşunca 9 bin 500… hayır. Sayın Veli Ağbaba’nın da açıkladığı gibi 12 bin 500 lira asgari ücret, asgari ücretlinin anasının ak sütü gibi helaldir. Vedat Bilgin üzerinden bu iktidarın işçilere verdiği namus sözüdür. O sözü tutacaklar. O sözü tutmadıkları taktirde tamamen vatandaşı kandırdıklarını itiraf etmiş olurlar. Bundan sonraki süreçte, seçim sathı mahalinde verilen sözlerin en sıkı takipçisi olacağımızı da bir kez daha hatırlatmak isterim.
“BU BİLİNÇLE HAZIRLANIYORUZ, BU BİLİNÇLE ÇALIŞIYORUZ”
Özel, yerel seçimlere ilişkin hazırlıklar üzerine yöneltilen soruya, “CHP Yerel Yönetimlerden Sorumlu Başkan Yardımcılığı geçtiğimiz hafta bu konudaki yol haritasını Merkez Yönetim Kurulu’na sundu. Bizim hep söylediğimiz bir mesele… Bu yerel seçimlerin, bu yaşadığımız günlerin, geçtiğimiz seçimlerin bitişinin 14’üncü günü olduğu değil önümüzdeki seçimlerin ilk 14 günü olduğudur. Bu bilinçle hazırlanıyoruz, bu bilinçle çalışıyoruz” yanıtını verdi.
Suriye’deki Gece Hayatı Videoları Sosyal Medyanın Gündeminde