34,2589$% 0.33
37,7978€% 0.05
45,1144£% 0.23
2.927,99%0,43
4.979,00%-0,28
19.851,00%-0,29
TBMM Genel Kurulu’nda, dün AB’ye aday ülkeler için 2021-2027 yıllarında öngörülen 14 milyar avroluk Katılım Öncesi Yardım Fonları’ndan (IPA) Türkiye’nin yararlanmasına ilişkin anlaşma kabul edildi. CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, AB fonlarının amacına uygun kullanılmadığını belirterek, “Milyarlarca euro, trilyonlarca lira fon kullanıyorsunuz ama Türkiye AB üyeliğinde ileriye değil geriyi gidiyor…Yargı bağımsızlığı, hukukun üstünlüğü, ifade özgürlüğü, bağımsız kurumsal yapılar, güçler ayrılığı ilkesi, denge, denetleme hepsini ayaklar altına aldıktan sonra Avrupa Birliği’nden değil 4 milyar 100 milyar gelse ne yazar” diye konuştu. Çakırözer, ayrıca “Sivil toplumu ‘foncu’ diye suçlayan AKP iktidarı 9 milyar euro AB fonu kullanmış” dedi.
TBMM Genel Kurulu’nda, dün Türkiye Cumhuriyeti ve Avrupa Komisyonu Arasında Katılım Öncesi Yardım Aracı (IPA III) Çerçevesinde Türkiye Cumhuriyeti’ne Yapılacak Birlik Mali Yardımının Uygulanmasına İlişkin Özel Düzenlemeler Hakkında Mali Çerçeve Ortaklık Anlaşması’nın onaylanmasının uygun bulunduğuna ilişkin kanun teklifi kabul edildi.
CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, teklifin görüşmeleri sırasında söz alarak şöyle konuştu:
“Türkiye’nin Avrupa Birliği üyelik süreci sonucu ne olursa olsun yurttaşlarımızın yaşam standartlarını yükseltmesi, kaliteli hâle getirmesi açısından en stratejik önceliklerimizden biridir. Bu doğrultuda, ülkemizin AB standartlarına uyumlu hâle gelmesi için bu kaynakların kullanılması aslında iki taraf için de olumludur, önemlidir. Bu fonların Türkiye’ye gerçekten yararlı olabilmesi için doğru yerde, doğru amaçla, somut etki üretecek şekilde kullanılmaları gerekir. Öncelikle Türkiye’de gerçekten yüzünü demokrasiye, hukukun üstünlüğüne dönmüş bir iktidara ihtiyaç var.
“KATILIM ÖNCESİ FONLARI KONUŞUYORUZ AMA ORTADA BİR KATILIM SÜRECİ KALMADI”
Türkiye’nin temel eksiği işte bu. Biz, katılım öncesi fonları konuşuyoruz ama ortada bir katılım süreci kalmadı bu iktidar sayesinde. Ortada sadece kazanılmış hakkımız olarak adaylığımız var ama Avrupa Birliği belgelerinde artık bu ifadeye yani tam üye adayı olduğumuza dahi yer verilmiyor. Sorumluluğun bir yanı Avrupa’da yükselen ırkçılık ise, Türkiye üzerinden oy devşirmeye çalışan siyasetçiler ise, öbür yüzünde AKP iktidarında, tek adam rejiminde, hukuk alanında, demokrasi alanında, hak ve özgürlükler alanında yaşanan büyük geri gidiş var. Eskiden, Türkiye’yle ilgili AB belgelerinde ilerleme ya da uyum ifadeleri geçerdi, artık bunlar hayal! Tam tersine, Avrupa Birliği olsun, Avrupa Konseyi olsun artık belgelerinde demokrasisi gerileyen bir Türkiye’den bahsediyor.
“NEDEN İLERİ DEĞİL, GERİ GİDİYORUZ”
Sormak hakkımız değil mi, neden ülkemiz ileriye değil de geriye gidiyor? Çünkü siyasi irade, yani AKP, yani saray rejimi gerçek anlamda bu projelerin arkasında durmuyor. Demokrasisi güçlü, yaşam standardı güçlü bir Türkiye istemiyor. Nereden biliyoruz? Çünkü bu fonların kullanımında, her bir projenin vatandaşın, sivil toplumun katılımıyla tasarlanması koordinasyonu gerekir ama bu iktidar, demokrasiden korktuğu için gerekli olan o alanda çalışan dernekleri, sivil toplumu toplantılarına dahi çağırmıyor, o zaman da istenen sonuca ulaşılamıyor. Projelerin en büyük eksikliği şeffaflık, hesap verebilirlik. Sivil toplum dışlandığı için bu alanda da yeterli denetim yapılamıyor.
AİHM KARARLARINA UYULMADI
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına uyumda yaşanan ihlallerin engellenmesi için eylem planı yapmışız ve uygulanmasına destek için 5 milyon euro kullanmışız. Yine, ceza-adalet sisteminin güçlendirilmesi ve AİHM ihlallerinin önlenmesi için 2 milyon euro fon kullanmışız. Peki, sonuç? Sonuç yüz kızartıcı! Türkiye AİHM kararlarını uygulamadığı için yaptırımlarla karşı karşıya hem de kurucu üyesi olduğu Avrupa Konseyi’nde. Osman Kavala kararı, Selahattin Demirtaş kararı sadece onlar da değil, binlerce ihlal kararı var.
“ALEVİLERİN TALEPLERİ YOK SAYILDI”
Alevi yurttaşlarımızın en temel hak ve özgürlükleri konusunda, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin verdiği kararlar ortada, o kararlar da uygulanmıyor. Geçen hafta hiç alakasız bir vergi torbasının bir köşesine sıkıştırmaya çalıştınız. Milyonlarca Alevi yurttaşımızın inanç özgürlüğü bağlamında haklı taleplerini yok sayıp bir elektrik faturasıyla onları kandırmaya çalıştınız.
“ÖZGÜRLÜKLERİ İYİLEŞTİRECEĞİNİZE YASAKLADINIZ”
AİHM ihlal kararı veriyor, neden uygulanmıyor? Bu fonlarla o kadar eğitim aldırıyoruz, program uygulatıyoruz! Bu ihlallerin sorumlusu kim? Tabii ki saraydaki şahsın rejimi, tabii ki AKP iktidarı. Başka bir örnek, Anayasa Mahkemesi’nin temel haklar alanındaki kararlarının etkin uygulanmasını desteklemek için 5 milyon euroluk proje yapılmış. Peki, hani, nerede o etkin uygulama? Anayasa Mahkemesi Türkiye’de ifade ve basın özgürlüğünü yok eden erişim yasaklarının hak ihlali olduğuna karar verdi ama bu iktidar erişimi engellenen haber ve site sayısını her geçen gün artırıyor. Ucu iktidara, saraya dokunan her yolsuzluk, rüşvet, taciz, torpil haberi erişim engeli altında. Bakın, 2021 yılında tam 107 bin “web” sitesine, 5.436 habere erişim engeli getirildi. İşte, gördük, o da yetmiyor artık topyekûn interneti karartıyorsunuz. Hangi hakla, hangi yetkiyle diye sorduğumuzda yanıt dahi veremiyorsunuz.
“PROTESTO HAKKI KULLANILMIYOR, ALANLAR YASAKLI”
İç güvenlik sektörünün sivil gözetiminin güçlendirilmesi için 5,4 milyon euro alınmış, alınmış da ne olmuş? Bakın, Türkiye’nin dört bir yanında yurttaşlarımız en demokratik hakkı olan protesto hakkını kullanamıyor. 1 Mayıs, Gezi direnişi, 25 Kasım protestolarında polisimize vatandaşları yaka paça susturma talimatı veriliyor. Sadece onlar da değil, haber takibine giden basın emekçisi arkadaşlarımız da darp ediliyor, cop yiyor, tehdit ediliyor.
“YURT DIŞINDAN DESTEK ALAN GAZETECİLERİ, STK’LARI ELEŞTİRİRLER”
Demokratik yerel yönetişimin güçlendirilmesi için 6 milyon euro katkı alınmış ama programı uygulayacağınız yerel yöneticilerin önemli bölümü seçildikleri günden beri hapiste. Kayyumlarla mı demokrasi gelecek Türkiye’ye? Bakın, zaman zaman iktidar mensupları ve onlara yakın dernekler olabilir, basın mensupları olabilir yurt dışından destek alan gazetecileri, sivil toplum örgütlerini eleştirirler. Belki de bugün, işte, kaderin cilvesi, konuştuğumuz kanunla aslına bakarsanız bu iktidar şimdi milyarlarca euroyu, AB fonlarını kamu kurumlarında kullanmak için önümüze uluslararası anlaşma getirdi. Bu fonları kullanarak şaşaalı törenlerle yargı reformları, insan hakları eylem planları açıkladınız. Düşüncesi, haberi, yorumu nedeniyle kimse yargılanmayacak, tutuklanmayacaktı. Peki, açıkladınız da ne oldu? O planın hiçbir maddesine uymuyorsunuz; hangisini sayayım. Haberi, yorumu nedeniyle yargılanan, tutuklanan, tazminata mahkûm edilen yüzlerce gazeteciyi mi; facebook, twitter paylaşımı nedeniyle yargılanan on binlerce yurttaşımızı mı? Bir başka örnek,Bu AB fonlarının kullanımında sivil toplum örgütleri önemli bir aktör olmalı, olmazsa olmaz konumdalar. Hatta sadece sivil toplumun gelişebilmesi için yürütülen projeler var bu fonlarla ama bakıyoruz kara parayla, kitlesel imha silahlarının finansmanıyla mücadele adı altında bu Meclis’ten çıkarılan kanunla sivil toplumu yok etmektesiniz. İktidarın hoşuna gitmeyen dernekler, iktidarın siyasi yönlendirmesiyle yapılan denetim tacizleriyle, yargılamalarla susturulmak isteniyor. Türkiye’de kadına karşı şiddetle mücadelede en etkili yasal güvence olan İstanbul Sözleşmesi’nden hukuksuz bir gece yarısı kararıyla çıktığınız yetmedi. “Kadınlar öldürülmesin, yaşasın” diye mücadele veren dernekleri, Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nu kapatmak istiyorsunuz. 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü’nde hakları için mücadele veren kadınları şiddet uygulayarak susturdunuz, gözaltına aldınız. O zaman, değerli milletvekilleri, ne oldu eylem planlarınıza, ne oldu uygulama destek projelerinize? Koca bir hiç, koskoca bir hiç.
Tabii, bu yardımlardan yararlanalım. Bu yardımlar ülkemizin, vatandaşlarımızın yararına, hayrına sonuçlar versin. Bunun için destek verelim, gayret ortaya koyalım. İyi ama bu kadar milyar euro, trilyon lira proje var, bu kadar insan çaba harcıyor aynı fonlar başka ülkeleri ve halklarını Avrupa’ya yakınlaştırırken, AB üyesi yaparken neden Türkiye’de tersi oluyor. Avrupa’nın hataları var ama hatanın büyüğü bu iktidarda. AİHM kararlarına uyulması için proje yaptırıyorsunuz ama herkesten önce kendiniz uymuyorsunuz. Yargı bağımsızlığı, hukukun üstünlüğü, ifade özgürlüğü, bağımsız kurumsal yapılar, güçler ayrılığı ilkesi, denge, denetleme hepsini ayaklar altına aldıktan sonra Avrupa Birliği’nden değil 4 milyar 100 milyar gelse ne yazar. AB sürecinden kopmak evlatlarımızın geleceğine, onların yaşayacağı bu ülkeye en büyük ihanettir! Zarardır. Ama umutsuzluğa yer yok! Millet kendi iradesiyle bu iktidarı, bu iki yüzlü iktidarı iktidardan indirecek ve iktidarı gelecek olan Millet İttifakı yani bizler bugün onayladığımız bu fonları gerçek amacı doğrultusunda yani demokrasi için, hak için, hukuk için, adalet için; evlatlarımızın kardeşçe birlik içinde, beraberlik içinde, huzur içinde yaşayacağı bir Türkiye’yi yaratmak için kullanacağız ve sonuna kadar da şeffaf, hesap verebilir bir şekilde denetleyeceğiz.”
“SİVİL TOPLUMU FONCU DİYE SUÇLAYAN AKP İKTİDARI 9 MİLYAR EURO AB FONU KULLANMIŞ”
Çakırözer, konuyla ilgili yaptığı yazılı açıklamada da anlaşmanın komisyon ve genel kurul aşamasındaki görüşmeleri sırasında Türkiye’nin 2002’den bu yana 9,2 milyar euroluk AB fonu kullandığının açıklandığına dikkat çekerek, 2021-2027 döneminde de toplam 14 milyar euroluk fondan yararlanmak için yüzlerce proje hazırlandığının belirtildiğini aktardı. Çakırözer, AKP-MHP iktidarının yurt dışından destek alan sivil toplum örgütleri ve basın kuruluşlarına yönelik ‘foncu’ suçlamalarını anımsatarak, “Sivil toplumu ‘foncu’ diye suçlayan AKP iktidarı 9 milyar euro AB fonu kullanmış” dedi. Çakırözer, demokrasi, hukuk devleti, özgürlükler iyileşmeden hangi fon alınırsa alınsın üyeliğin gelmeyeceğini ifade etti.