DOLAR 32,4504 -0.15%
EURO 34,8290 -0.66%
ALTIN 2.441,260,23
BITCOIN 2055358-0.95616%
İstanbul
16°

KAPALI

04:21

SABAHA KALAN SÜRE

admin

admin

27 Nisan 2024 Cumartesi

    İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, elektrikli yeni metrobüsün test sürüşüne katıldı

    İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, elektrikli yeni metrobüsün test sürüşüne katıldı
    0

    BEĞENDİM

    ABONE OL

    İBB Başkanı İmamoğlu, çevreci yüksek teknolojilerle donatılmış, 420 yolcu kapasiteli, yüzde 100 elektrikli metrobüsün test sürüşüne katıldı. Test sürüşü öncesi metrobüs hakkında bilgi veren İmamoğlu, “Daha önce, biliyorsunuz, çok olumsuzluklar yaşandı. Araçlar alındı, uyumsuz oldu. Araçlar gidemedi. Yokuş tırmanamadı. Parçası bulunamadı. Araçlar daha sonra, neredeyse tedavülden kalktı. Ve tabiri caizse, hurdaya dönüşecek şekilde çürümeye terk edilmek zorunda kaldı. Bu bahsettiğim şey 16-17 yıl öncesinin bir talihsiz hikayesi. Ama biz, bütün işlerimizi çok ince eleyip, sık dokuyarak yapmak gayretindeyiz. Çünkü vereceğimiz her kuruş, lira, milletimizin parası. Onun için, en doğru şekliyle yatırım yapma gayreti içerisindeyiz”dedi.

    İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu; çevreci, yüksek teknolojilerle donatılmış, 420 yolcu kapasiteli, yüzde 100 elektrikli metrobüsün test sürüşüne tanıklık etti. Eyüpsultan Belediye Başkanı Mithat Bülent Özmen, Avcılar Belediye Başkanı Utku Caner Çaykara, İETT Genel Müdürü İrfan Demet ve Metro İstanbul Genel Müdürü Özgür Soy’un da test sürüşünde eşlik ettiği İmamoğlu, yolculuk öncesinde, gazetecilere yeni nesil metrobüsle ilgili açıklamalarda bulundu. Test edilecek aracın İETT ve Metro İstanbul’un ortak çalışmasıyla kendi önlerine getirildiğini belirten İmamoğlu, şunları söyledi:

    “SIFIR EMİSYONLU ARAÇLAR”

    “Metrobüs hattındaki yenileşme kavramına uygun araç arayışlarımızda, gördüğünüz bu modelle ilgili bize bir sonuç gelmişti. Bu sonuç, bunun denenebileceği ve özellikle hattaki performansı ve bu noktada metrobüsün önümüzdeki zaman diliminde devam ettiği sürece, bu araçlarla daha kolay, yolcu birikmeden, yolcu konforunu önceleyen, aynı zamanda hava kirliliğini de çok ciddi seviyede azaltan, sıfır emisyonlu bir araç olmasıyla bize sunumu yapıldı. Sonra arkadaşlarımızla, bunun mutlaka çok ciddi bir deneme sürecinden geçmesi gerektiğine karar verdik. Hazırlıkları yapıldı. Bu aracın nakli gerçekleştirildi ve 1 ayı aşkın süredir bu hatta, önce bazen trafiğin hiç olmadığı gece vakitleri başlandı. Daha sonra gündüz zaman dilimi içerisinde de denemeler yapıldı. Yolcusuz yapıldı, yolculu ve yüklü şekliyle de denemeleri yapıldı, yapılmaya devam ediyor. Ben de bugün, kamuoyuna açık bir şekilde, halkımızla birlikte deniyor olacağım.

    “BİR GÖRELİM PERFORMANSINA BAKALIM”

    Temel isteğimiz şu: Tabii ki metrobüs hattının verimliliği, konforu, yolcu yığılmasını azaltan bir şekilde insanlarımıza hizmet etmesi. Şunu söyleyeyim; metrobüs tabii şu anda biliyorsunuz Avcılar’dan Söğütlüçeşme’ye kadar uzanan, önemli bir ulaşım aracımız. Milyonu aşan yolcuya sahip günlük kapasitesi var. Tabii bu hat üzerinde olası, şu anda yapımı bitmek üzere olan, yapımı devam eden ve başlanacak olan metro hatlarımız da var. Ama bütün onların, yıllara sarih bir şekilde İstanbul ulaşımına katkısı ne olacak? Metrobüs hatlarından beklentimiz ne olacak? Kısa, orta, uzun vadede bu iyileşmeyi sağlayıcı, bu tarz araçların sayısı ne olmalı? Bütün bu verimlilik hesapları üzerinden, bu araçla ilgili kanaatlerimizi olgunlaştıracağız. Günün sonunda, en doğru kararı vermek istiyoruz. Bizi cezbeden tarafı, yüksek sayıda yolcu kapasitesine sahip olması, sahadaki performansı. Yüksek sayıda 400’ün üzerinde yolcu kapasitesine sahip. Ki şu an bizim en yüksek kapasiteli aracımız 280 yolcu kapasitesine sahip. Onun 1,5 katına yakın bir kapasiteye sahip olması ve tabii sıfır emisyonlu bir araç olması. Diğer koşulları da olgunlaştırdığımızda, sizleri bilgilendireceğiz. Bir görelim performansını bakalım.”

    “16-17 YIL ÖNCESİNİN BİR TALİHSİZ HİKAYESİ”

    Bugün bu yolculuğa Eyüpsultan sınırlarından başlıyoruz. Başkanımız da bizimle. Yolculuğu da Avcılar’da sonlandırcağız Avcılar Belediye Başkanımızla birlikte. İki ilçe belediye başkanımız, başlangıç ve bitiş noktasına da şahitlik edecekler. Umarım İstanbul halkı için en doğru tercihi yapıyor olalım. Bizim bu tür olaylardaki temel prensibimiz; bu bir işin sürdürülebilirliği, dayanıklılığı… Daha önce, biliyorsunuz, çok olumsuzluklar yaşandı. Araçlar alındı, uyumsuz oldu. Araçlar gidemedi. Yokuş tırmanamadı. Parçası bulunamadı. Araçlar daha sonra, neredeyse tedavülden kalktı. Ve tabiri caizse, hurdaya dönüşecek şekilde çürümeye terk edilmek zorunda kaldı. Bu bahsettiğim şey 16-17 yıl öncesinin bir talihsiz hikayesi. Ama biz, bütün işlerimizi çok ince eleyip, sık dokuyarak yapmak gayretindeyiz. Çünkü vereceğimiz her kuruş, lira, milletimizin parası. Onun için, en doğru şekliyle yatırım yapma gayreti içerisindeyiz. Umarım hayırlısı olur”

    Eyüpsultan’daki Edirnekapı İETT Garajı’ndan başlayan yolculuk, gazetecilerin tanıklığında, Avcılar Kampüs Durağı’nda son buldu. İETT Genel Müdürü Demet’in verdiği bilgilere göre; dizel metrobüslere göre yüzde 60 yakıt tasarrufu sağlayan elektrikli metrobüsler, 100 bin kilometrede, 2,5 milyon liralık daha az yakıt tüketecek. Bu yatırımla 300 ton karbondioksit salınımının önüne geçmeyi planlayan İBB hem çevreyi hem de belediye bütçesini korumuş olacak. Ayrıca elektrikli metrobüs; sessiz çalışarak, kentteki gürültü kirliliğinin de önüne geçecek. Çift yönlü sürüş imkanı tanıyan yeni nesil elektrikli metrobüs, 40 metre uzunluğunda ve 4 vagonlu. Yolcu taşıma kapasitesi, metrobüs filosundaki en uzun araçtan yüzde 50 daha fazla ve 420 kişi taşıma kapasitesine sahip. Test aracının menzili yaklaşık 80 kilometre. Modüler batarya yapısı sayesinde, daha uzun menzil için, daha fazla batarya eklenebiliyor. 800 kw güçte, 20 dakika şarjla, ortalama 50 kilometre menzil yapılabiliyor.

    “TEST SÜRÜŞÜNDE DÜĞÜN DAVETİ ALDI”

    Açıklamaların ardından, İmamoğlu ve beraberindeki heyet, yeni nesil metrobüse bindi. Metrobüs duraklarında bekleyen vatandaşlar, test aracında gördükleri İmamoğlu’na el sallayarak sevgi gösterilerinde bulundu. Cennet Mahallesi’nden Avcılar’a kadar olan hat boyunca dileyen vatandaşlar da test edilen araca alındı. İmamoğlu ve basın mensuplarıyla sohbet eden vatandaşlar, yeni araçla ilgili görüşlerini paylaştı. Şükrübey Durağı’ndan test aracına binen genç bir öğretmen, İmamoğlu’nu 26 Mayıs’ta yapılacak düğününe davet etti. Eyüpsultan’daki Edirnekapı İETT Garajı’ndan başlayan yolculuk, gazetecilerin tanıklığında, Avcılar Kampüs Durağı’nda, başarıyla son buldu.

    Haber: OKTAY YILDIRIM – Kamera: UMUT EMRE GÖKBULUT

    Devamını Oku

    Özgür Özel, Manisa Şehzadeler Belediyesi’ni ziyaret etti: “Burada israf edilmeyecek her kör kuruş, halkçı belediyeciliğe harcanacak.”

    Özgür Özel, Manisa Şehzadeler Belediyesi’ni ziyaret etti: “Burada israf edilmeyecek her kör kuruş, halkçı belediyeciliğe harcanacak.”
    0

    BEĞENDİM

    ABONE OL

    CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Manisa Şehzadeler Belediyesi ziyaretinde, “Burada israf edilmeyecek her kör kuruş, halkçı belediyeciliğe harcanacak. Yoksullara, ihtiyaç sahiplerine harcanacak. Biz bu belediyeleri efendim bunlardan aldık, şimdi sıra bizde diye değil. O dönem bitti, yeni bir dönem başladı diye başlatıyoruz” dedi. Özel, “Geçmişte AKP’nin yönetiminde ne kadar ne kadar israf, fazladan harcama varsa hepsine engel olacağız. Önümüzdeki günlerde bütün Türkiye’nin konuşacağı bir tasarruf ve israf genelgesi yayınlanacak” diye konuştu.

    CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Manisa’da Şehzadeler Belediyesi’ni ziyaret etti. CHP Genel Başkanı Özel, Şehzadeler Belediye Başkanı Gülşah Durbay’ın Cumhuriyet Halk Partisi Gençlik Kolları’ndan geldiğini anlatarak, “Şehzadeler Belediyesi ziyareti benim açımdan birçok yönden çok anlamlı. Birinci anlamı tabi, gençlik kolları başkanlığından, gençlik kolları yöneticiliğinden, hatta çocukluk yaşlarından beri, bundan 15 yıl önce Gülşah 19 yaşında filandı. O zamandan gençlik kollarında koşardı. Biz de o zamanlar Manisa’da siyasete, aktif siyasete yeni başlamıştık. Ben milletvekili olduğumda ve devam ettiğimiz bütün süreçlerde Gülşah hep bir yerlerde vardı. Bazen gençlik kolları il başkanımız olarak görev yaptı. İl başkanlığında adayımız oldu. Parti içinde mücadeleler oldu, oralarda birlikte siyaset yaptık ama esas önemli olan mesele gençlik kollarından gelen, kadın bir siyasetçi olarak ben genel başkan olduktan sonra gençler ve kadınlarla ilgili ortaya koyduğumuz yaklaşımda Gülşah kendi ilimizdeki bu yaklaşımın temsilcisi. Anket sonuçlarında diğer adaylara göre en yüksek oyu alan 4 adaydan bir tanesiydi. İlk 4’ün içindeydi. Sözümüz vardı, kadınlar eğer diğer adaylarla eşit kazanma potansiyelindeyse doğrudan aday göstereceğiz dedik. Gülşah Türkiye’deki doğrudan aday gösterdiğimiz ilk kadın belediye başkan adayıdır. Şunu gördük ki gençlere ve kadınlara şans verildiğinde seçmen buna çok olumlu reaksiyon veriyor. O açıdan çok kıymetli” dedi.

    “ESKİYE GÖRE İNANILMAZ FAZLA GENÇ BELEDİYE BAŞKANIMIZ VAR”

    CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Cumhuriyet Halk Partisi’nin gençlerin önünü açtığını ifade ederek, “Bu ziyarette heyette Gençlik Kolları Genel Başkanı Gençosman da var. Gençosman Başkan Manisa’da yaptığımız toplantıda, bütün 81 ilin gençlik kolları başkanı ile birlikte gençlere imkan verilmesi, gençlerin önünün açılması noktasında önemli bir irade koydu. Biz de onlara söz verdik ve dedik ki ‘Gençler talip olsunlar, genel başkan arkanızdadır.’ Gençosman Başkan MYK’da hep genç adaylar için gayret gösterdi. Eskiye göre inanılmaz fazla genç belediye başkanımız var. 21 bin belediye meclis üyesi adayından, 6 bin 500 tanesi gençti. Burada Gençosman Başkanın ortaya koyduğu yaklaşımın çok önemli bir değeri var. Gençlik kolları il başkanlığından gelenlerin siyasette bir yere gelmesi noktasında çok iyi örnekler var. Bir tanesi Gülşah Başkanımız. Türkiye’nin dört bir yanında Anıtkabir’e, CHP’nin Genel Merkezi’ne, TBMM’ye ve Çankaya Köşkü’ne ev sahipliği yapan Çankaya’da 30 yaşında genç belediye başkanımız var. İzmir’deki 4 metropolden, 3’ünde kadın var. İzmir’deki belediyelerden 11’inde gençlik kollarından gelen genç belediye başkanlarımız var. Bunları hep beraber başardık. Şimdi sıra onların ne kadar başarılı yöneticiler olacaklarını görmekte. Buna da yürekten inanıyoruz” dedi.

    “ŞEHZADELER’İN SEÇMENİ KİM OTURACAK DEDİYSE O OTURUR”

    Özel, geçmişte Manisa’da belediye başkanı adaylığı dönemindeki anılarını da anlatarak, şunları söyledi:

    “Ayrıca bu ziyaretin bir başka anlamı da var benim için. Biraz önce Gülşah dedi ki, nezaketle. ‘Başkanım buyurun, makama geçin’ dedi. Ben de dedim ki, oraya ancak sen oturabilirsin. Manisalılar, Şehzadelerin seçmeni kim oturacak dediyse o oturur. Ben Şehzadeler ilçe başkanı ve Manisa il başkanının makam koltuğuna oturabilirim, onlar benim koltuğum. Ama burası Gülşah’ın koltuğu. Ben 2009’da bu koltuğa oturmayı istedim. Bu bina Manisa Belediyesi binasıydı. Bu koltuk ve masa Manisa Belediye Başkanın koltuğuydu. Sayın Bülent Kar’a karşı yarıştık. O yarışta ben üçüncü oldum. O günlerde bulunan iki değerli büyüğümüz bugün de burada. Yenal Yıldırım, bu binada, belediye personeline ziyarette bulunduğumuz 2009’da bana eşlik etti. Oda oda Yenal Abi, beni gezdirdi. Tanıttı, ‘Belediye başkan adayımız’ diye. Geldik, gezdik, en son bu odaya kadar hatta geldik. Sonra Yenal Abi o dönem belediye meclis üyesi seçildi. Devamında büyükşehir belediye meclis üyesi seçildi. Bugün burada CHP’nin en deneyimli isimlerinden bir tanesi, bana çok emeği olan birisidir. Bundan 15 yıl önce ilk adaylığımda kol kola Yenal Abiyle gezmiştik. Onu ne zaman görsem hep aklıma o günler gelir. Bugün burada belediye meclis grubunun bir üyesi olarak ve belediye başkan yardımcımız olarak burada görev yapıyor. O sıfırdan başladığımız noktada, kapı kapı gezerek belediyenin her personeli ile tanıştırdığı noktada, şimdi belediye başkan yardımcılığı noktasında. Büyük bir memnuniyet duyuyorum. Bir başka isim Uğur Doğan’dır. Uğur Doğan da şimdi yine belediye meclis üyemiz. O günlerde benim abim Özkan Safaoğlu, beni Uğur Doğan ve Bektaş Abiyle kendi evlerinde bir araya getirmişti. Nasıl bir belediye başkanlığı hedefimiz olduğunu orada konuşmuştuk. Kendisi önceki dönemlerden deneyimli bir belediye meclis üyesi olarak bana çok önemli bilgiler vermişti. Bugün burada ikisini de birlikte görmüş olmaktan çok büyük memnuniyet duyuyorum. Şimdi Gençosman Başkanımın hemen yanında 27 yaşında genç bir ilçe başkanımız var. Ana kademe ilçe başkanımız. Gençlik kolları il başkanımız, gençlik kolları il başkanlığından belediye başkanı oldu. Burada yine kadın ve genç bir il başkanımız mevcut. Büyük bir memnuniyet duyuyoruz. Ne konuştuysak onların karşılık bulduğu, hayata geçtiği bir süreci yaşıyoruz. Manisa’nın büyükşehir olmadan önceki belediye binasına tekrar Şehzadeler Belediyesi taşındı. Bundan da büyük bir mutluluk duyuyorum ve çok karmaşık duygular içindeyim. Ben küçücük bir çocukken burada belediye binası vardı. Bir eşya firmasının olduğu yerde ESOT’un olduğu, belediyenin ek hizmet binası vardı. O günlerden bugünlere geldik. Benim açımdan çok anlamlı bir gün.”

    “ŞEHZADELER BELEDİYESİ’Nİ ALMIŞ OLMAK, HİÇ ALMADIĞIMIZ MANİSA BELEDİYESİ’Nİ ALMAK ANLAMINA GELİYOR”

    “Şehzadeler Belediyesi’ni almış olmak, tarihte hiç almadığımız Manisa Belediyesi’ni almak anlamına geliyor. Hatta şöyle espriler yapıyoruz. Beni hafta sonu bir başka etkinliğe davet ettiler. Dedim ki Manisa’da mesir şenliklerinde olacağım. 477 yıldır ilk kez CHP mesir şenliklerini yapıyor dedik. Tabii ki Cumhuriyet’in ilk dönemlerinde, seçimlerin olmadığı dönemlerde CHP kimlikli belediye başkanları vardı ama çoklu yarışta ilk kez Manisa Belediyesi’ni, hem Manisa’nın kadim merkez belediyesini kazandık. Hem yeni Yunusemre’yi kazandık, hem de büyükşehri kazandık. Bu açıdan çok mutluyuz. Bize bunu yaşatan Manisalılara çok teşekkür ediyoruz.”

    “BÜTÜN TÜRKİYE’NİN KONUŞACAĞI GENELGE”

    Cumhuriyet Halk Partisi Lideri Özel, Durbay’ın her siyasi partiden yurttaşa eşit davranacağını ve herkese hizmet edeceğini kaydederek, “Bir kez daha tekrar etmek isterim ki kime oy vermiş olursa olsunlar, Gülşah Durbay bütün Manisalıların belediye başkanıdır. AKP’linin, MHP’linin de belediye başkanıdır. Kapılar ardına kadar açıktır. Partizanlık yapmayacağız. Kimseyi geçmişte verdiği oylardan sorumlu tutmayacağız. Bugün böyle büyük bir oyla seçilmiş olmamıza rağmen oy vermeyenlerin mesajını da anlamak, onların da oyunu almak için hep birlikte çalışacağız. Bu belediyeyi adil ve şeffaf bir şekilde yöneteceğiz. Bu belediye israftan uzak bir belediye olacak. Önümüzdeki günlerde bütün Türkiye’nin konuşacağı bir tasarruf ve israf genelgesi yayınlanacak. Zaten arkadaşlarımız doğrudan o işlere başladılar. Ama geçmişte örneğin biraz önce Yunusemre Belediyesi’nde 48 tane lüzumsuz makam aracı tahsisi. Bunların belli şirketlerden kiralanması söz konusuydu ve 70 milyon lira makam arabalarından dolayı, kiralama şirketine borç var. O 70 milyonun Yunusemre’deki yoksullara dağıtıldığını düşünün. Burada israf edilmeyecek her kör kuruş, halkçı belediyeciliğe harcanacak. Yoksullara, ihtiyaç sahiplerine harcanacak. Biz bu belediyeleri efendim bunlardan aldık, şimdi sıra bizde diye değil. O dönem bitti, yeni bir dönem başladı diye başlatıyoruz” dedi.

    “AKP’NİN YÖNETİMİNDE NE KADAR İSRAF VARSA HEPSİNE ENGEL OLACAĞIZ”

    Özel, “Yunusemre Belediyesi’ne göre burada borcun daha az olduğunu ifade edelim. Geçmişteki israfın, şatafatın Yunusemre Belediyesi ile karşılaştırılmayacak oranda olduğunu söyleyelim. Çok daha iyisini yapacağız ama özellikle burada bir devri sabık yaratma niyetimiz yok. Önceki belediye başkanımızla mutlaka Gülşah Hanım temas edecektir. Geçmişte AKP’nin yönetiminde ne kadar israf, ne kadar israf, fazladan harcama varsa hepsine engel olacağız. (160 milyon lira borcu olan Şehzadeler Belediyesi ile Yunusemre Belediyesi’nin borcunu karşılaştırarak) Yani diğer belediyenin 10’da biri kadar bir borçla devraldık. Sürdürülebilir bir borç olduğunu düşünüyoruz ama halkçı belediyeciliğe yönelik, yoksullara sahip çıkan ve partizanlık yapmak yerine halkçı belediyecilik yapacak bir anlayışla ben Gülşah’ın burada kadın ve genç bir belediye başkanı olarak herkesin gönlünde taht kuracağını ve çok başarılı olacağını düşünüyorum. Bir kez daha tüm siyasi partilerden belediye meclis üyelerine uyum içinde çalışmaları için başarılar diliyorum. Grubumuza başarılar diliyorum. Gülşah kardeşime ve yardımcılarına başarılar diliyorum. Türkiye’nin gözü burada olacak. Sizlerin başarısı doğrudan benim başarım anlamına gelecek. Hiç temenni etmem, hiç öyle bir şey beklemem ama en ufak aksilik bize mal edilecek. Sorumluluğunuzun farkında, çok önemli işler yapacağınıza inanıyorum. Hayırlı ve uğurlu olsun” diye konuştu.

    HABER: FATİH ÖZKILINÇ KAMERA: KERİM UĞUR

    Devamını Oku

    AKP’den CHP’ye geçen Uşak Belediyesi’nin borcu açıklandı.

    AKP’den CHP’ye geçen Uşak Belediyesi’nin borcu açıklandı.
    0

    BEĞENDİM

    ABONE OL

    31 Mart yerel seçimlerinde yüzde 15 farkla başkanlığı kazanan ve AKP’li Mehmet Çakın’dan koltuğu devralan CHP’li Özkan Yalım, belediye binasına borç listesini astırdı. Buna göre Uşak Belediyesi’nin eski dönemden kalan toplam 1 milyar 276 milyon 816 bin 921 TL borcu bulunuyor.

    “DEVRALDIĞIMIZ BORÇ 1.3 MİLYAR TL”

    Mali konularla ilgili ekibin çalışmalarını tamamladığını ve net listenin kendilerine ulaştığını söyleyen Başkan Özkan Yalım; mevcut borçların listesini belediye binasına astırdı. Durumu şefaf bir şekilde Uşak halkıyla paylaştıklarını belirten Uşak Belediye Başkanı Özkan Yalım, adeta bir enkaz devraldıklarını, ancak bunun kendilerini yıldırmayacağını, durumu en kısa sürede toparlayarak hizmet etmekten vazgeçmeyeceklerini vurguladı. Yalım şunları söyledi:

    “Yaptığımız araştırmaya göre Uşak Belediyesi’nin 01.04.2024 tarihi itibariyle 994.004.712,00 TL, UB Maden ve Yatırım İşletmeciliği’nin 24.04.2024 tarihi itibariyle 6.783.071,00 TL, Uşak Belediyesi Personel Limitet Şirketinin 01.04.2024 tarihi itibariyle 109.552.280,00 TL, UTAŞ İnşaat Anonim Şirketinin 180.000.000,00 TL ve Uşak Spor Anonim Şirketinin 43.000,00 TL borcu bulunuyor. Toplamda 1 milyar 276 milyon 816 bin 921 lira olan bu borç maalesef Uşak halkının sırtına yüklenmiş bir yüktür ve biz var gücümüzle üretimi ve gelirlerimizi artırarak bu durumu düzelteceğiz”

    “ŞEFFAF VE HALKÇI YAKLAŞIM GELDİ”

    Yoğun bir tempodan çıktıklarını ve tüm borçlara rağmen belediyedeki çalışmaların devam ettiğini söyleyen Başkan Yalım, “Vatandaşın belediye başkanına temas etmesi konusunda yıllardır büyük bir sıkıntı vardı. Biz belediye başkanlığı makamının kapısını vatandaşa açtık. Vatandaşımız hem bizimle temas edip istişare edebiliyor, hem de her türlü konuyu konuşup danışabiliyor. Bundan sonra da bu böyle devam edecek. Vatandaşlarımız artık belediyemizin ekonomik durumunu da öğrenmiş oldu” diye konuştu.

    Devamını Oku

    Büyük Savunma Mitingi, TBB Başkanı Erinç Sağkan: “Biz hukuk devleti diye haykırırken kanun devleti bile olmaktan uzaklaşılıyor.”

    Büyük Savunma Mitingi, TBB Başkanı Erinç Sağkan: “Biz hukuk devleti diye haykırırken kanun devleti bile olmaktan uzaklaşılıyor.”
    0

    BEĞENDİM

    ABONE OL

    Türkiye Barolar Birliği (TBB) ve barolar öncülüğünde avukatlar Anıtpark’ta “Büyük Savunma Mitingi” düzenledi. Binlerce avukatın kaldığı mitingde konuşan TBB Başkanı Erinç Sağkan, “Biz hukuk devleti diye haykırırken kanun devleti bile olmaktan uzaklaşılıyor, anayasasızlaşmaya doğru yol alınıyor. Ülkemizde bağımsız yargının, adil yargılanma hakkının, hukukun üstünlüğünün en güçlü savunucusu her zaman biz avukatlar olduk. Yine bugün de hukuk devleti için, yargı bağımsızlığını savunmak için buradayız” dedi. Mitinge Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Avukat Mansur Yavaş da desteklerini sundu ve “Ülkede en çok ihtiyacımız olan adalete olan inancınız bizi ayakta tutuyor. Sığınacağımız tek şey adalet” ifadelerini kullandı.

    TBB ve barolar, “Şiddete ve angaryaya karşı meslek onurunu ve emeği savunmak için” diyerek Ankara’da Anıtpark’ta “Büyük Savunma Mitingi” düzenledi.

    TBB’nin Balgat’ta bulunan binası önünde toplanan avukatlar Anıtpark’a yürüdü. Mitingte avukatlar “Savunmayı savunuyoruz”, “Eşit işe eşit ücret”, “Angaryaya hayır, şiddete son”, “Çoklu baroya hayır”, “Avukat güvende değilse yurttaş tehlikede”, “Savunma boyun eğmeyecek”, “Hak aramanın vergisi olmaz”, “Stajyer avukatlara hazineden ücret”, “Bağımsız yargı, bağımsız baro”, “CMK ücretleri AAÜT’ye eşitlensin”, “AYM kararları uygulansın” gibi taleplerin yer aldığı dövizleri taşıdılar.

    HATAY BAROSU: “SESİMİZİ DUYUYOR MUSUNUZ?”

    Hatay Barosu, miting alanına “Sesimi duyuyor musunuz” diyerek girdi ve “Deprem değil cinayet” sloganlarını attı. Miting alanında Hatay Barosu büyük alkışlarla karşılandı. Öte yandan, Adalet için Hukukçular Derneği  “Can Atalay’a Özgürlük” pankartı ile Çağdaş Hukukçular Derneği ise “Tutuklu Avukatlara Özgürlük” pankartı ile alana giriş yaptı.

    GENÇ AVUKATLAR: “SAVUNMA HAKKI KUTSALDIR, GENÇ AVUKATLAR OLARAK SUSMADIK, SUSMAYACAĞIZ”

    Genç Avukatlar Çalıştayı’nın sonuç bildirgesi açıklandı. Sonuç bildirgesi Van Barosu’ndan Mehmet Salih Coşkun ve Yozgat Barosu’ndan Sevde Nazlıcan Sargın tarafından açıklandı. “Bizler geç avukatlar olarak mesleğin geleceğiyiz” denilen açıklamada genç avukatlar sorunlarını şu sözlerle anlattı:

    “Mesleğimizin ekonomik sıkıntıları için halkımızın refah seviyesinin yükseltilerek savunma hakkının korunması sağlanmalıdır. Temel ofis giderleri ve abonman sözleşmelerinde genç avukatlara indirim sağlanmalı, vergi muafiyeti artırılmalıdır. Tarafımızca hak olan ücretlerin ödenmemesi emeğimizin sömürüsü haline gelmiştir. Kolluk personellerinin keyfi uygulamaları nedeniyle meslek onuruna uygun mesleğimizi icra edemiyoruz. Savunma hakkı kutsaldır, genç avukatlar olarak hiçbir zaman susmadık, susmayacağız.”

    ”CUMHURİYET HUKUKUNA SAHİP ÇIKMAK GÖREVİNİ RUHUNDA VE VİCDANLARINDA TAŞIYANLARIZ”

    Genç Avukatlar Çalıştayı’nın sonuç bildirgesinin açıklanmasının ardından TBB Başkanı Erinç Sağkan söz aldı. Miting alanındaki kalabalığı işaret eden Sağkan “Bu tablo Cumhuriyet’in neden ilelebet payidar kalacağının göstergesidir” diyerek sözlerine başladı.

    “Biz avukatız; mevcudiyeti yüzlerce insan ömrüne tekabül eden, dünyanın en kutsal mesleklerinden birinin düğmesiz bir cübbeyle birbirine eşitlenmiş üyeleriyiz. Biz avukatız; hayatını hak mücadelesine adamış; anayasal düzeni korumak, Cumhuriyet hukukuna ve hukukun üstünlüğüne sahip çıkmak görevini ruhunda ve vicdanlarında taşıyanlarız. İnsan haklarına dayalı demokratik, laik, sosyal hukuk devleti ilkelerini temel alan Cumhuriyetimizi ilelebet yaşatmayı sorumluluğu ve zorunluluğu olarak gören hak savunucularıyız” diyen Sağkan, şöyle konuştu:

    “KULA KUL DEĞİL, BİREY OLMA HAKKININ HİÇBİR BASKI DÜZENİNE VAKFETMEMEK ÜZERİNE YEMİN ETMİŞ MESLEK GRUBUYUZ”

    “Biz avukatız; savaşların ve hüznün coğrafyasının tam ortasında, Cumhuriyet’in bizlere sağladığı kula kul değil birey olma hakkının, özgürlüğün, eşitliğin, insan onurunun ve hukuk devletinin zerre-i miskal kadarını hiçbir zümreye, kişiye ya da baskı düzenine vakfetmemek üzerine yemin etmiş meslek grubuyuz. Biz avukatız ve tarafız; haksızlığın kimden geldiğine ve kime dönük olduğuna bakmaksızın adalete erişimlerine engel olunanların ve sesi kısılmaya çalışılan kim varsa onun yanındayız.

    “BU CÜBBE SADECE ÜLKEMİZDE DEĞİL, İSRAİL’İN GAZZE’DE YAPTIĞI KATLİAMA KARŞI FİLİSTİNLİ SİVİLLERİN DE KALKANI OLDU”

    Üzerimizde bizi birbirimize eşitleyen düğmesiz cübbelerimize iyi bakınız. İşte bu cübbe; yağmurda, soğukta, direnişte ama en çok umutta vücut buldu. Bu cübbe, barolarımızın bölünmemesi, mesleğimizin itibarının korunması için omuz omuza direnirken, barınağımız ve çatımız oldu. Bu cübbe, bütün darbe dönemlerinde darbecilere karşı yurttaşlar için kalkan, ortadan kaldırılmaya çalışılan hak ve özgürlükler içinse son sığınak oldu. Bu cübbe sadece ülkemizde değil bugün İsrail’in Gazze’de yaptığı katliama, soykırıma karşı Uluslararası Ceza Mahkemesi nezdinde yaptığımız başvuru ile Filistinli sivillerin, kadınların ve çocukların da kalkanı oldu.

    ”ŞİDDET SARMALINA DUR DEMEK İÇİN BURADAYIZ”

    Biz, dünya çapında Tehlikedeki Avukatlar Günü’nün iki kez ve üst üste kendilerine ithaf edildiği bir ülkenin avukatlarıyız. “Avukat” olmanın tarihini baştan yazan, dünyanın geri kalanına avukatların nasıl mücadele etmeleri gerektiğini öğreten meslektaşlarımız ve mesleğimiz fiziksel, psikolojik ve ekonomik olarak ağır tehdit ve tehlike altındadır. Biz bu şiddet sarmalına artık dur demek için, tek bir kayba daha tahammülümüz olmadığı için buradayız!

    ”MESLEĞİMİZ AĞIR BİR EKONOMİK TEHDİT ALTINDA”

    Mesleğimiz ağır bir ekonomik tehdit altındadır! Bu tehdit, stajyer meslektaşımdan genç meslektaşlarıma, kamuda görev yapan meslektaşlarımdan bütünsel olarak tüm avukatlara sirayet etmiş ve mesleğimizin sürdürülebilirliğini tehlikeye sokmuştur. Bugün artık avukatın emeğini ve hakkını savunmak için buradayız. Biz bugün nitelikli hukuk eğitiminin olmazsa olmazlığını haykırmak için buradayız! Her yıl mesleğe katılan 20 bin avukatla bu sistemin sürdürülebilmesinin mümkün olmadığını daha güçlü dile getirmek için buradayız! ‘Bu sorun yalnızca avukatın değil, aynı zamanda senin de sorunun ey yurttaşlarımız’ demek için buradayız! Bu gidişat hiç iyi gidişat değil, uyarmak için buradayız.”

    ”SEFALET ÜCRETLERİNİN AYIBINI ÜSTLENMEYECEĞİMİZİ GÖSTERMEK İÇİN BURADAYIZ”

    CMK ücretlerine değinen Sağkan, “Meslektaşımın eline geçen net ücretleri veriyorum: Soruşturma aşamasındaki görevlendirmelerde 1.528 TL, Asliye Ceza görevlendirmesinde 2.640 TL, Ağır Ceza görevlendirmesinde 4.700 TL..! Öyle her ay cebine havadan giren paradan değil, yıllarca sürecek, maddi manevi yükü olan bir dosya için meslektaşımızın emeğinin karşılığı olarak reva görülen miktardan söz ediyoruz. Peki, aylık olarak ödenen en düşük Bağ-Kur primi ne kadar? 6.900 TL! Bugün biz, bu sefalet ücretlerinin ayıbını üstlenmeyeceğimizi göstermek için buradayız! Ailelerimizle, çocuklarımızla, sevdiklerimizle geçireceğimiz zamanlardan feragat ederek adalet adına üstlendiğimiz onurlu görevin karşılığının bu olamayacağını haykırmak için buradayız!” ifadelerine yer verdi ve şöyle devam etti:

    “BİZ HUKUK DEVLETİ DİYE HAYKIRIRKEN ANAYASASIZLAŞMAYA DOĞRU YOL ALINIYOR”

    “Bugün ülkemizde AİHM kararlarının, AYM kararlarının uygulanmadığı bir dönemi yaşıyoruz. Sayılar ve istatistiki veriler üzerinden bir değerlendirme yapamayız. Çünkü tek bir dosyaya ilişkin kararın uygulanmaması bile yargı bağımsızlığı ve hukukun üstünlüğü bakımından büyük bir kaygı duymak için yeterlidir. Henüz geçtiğimiz Kasım ayında Anayasa Mahkemesi önünde, hukukun ve anayasanın üstünlüğünü savunmak için bir aradaydık. Anayasa Mahkemesinin meslektaşımız Can Atalay hakkında verdiği kararın bağlayıcılığını anlatmaya çalıştık. Ne yazık ki, geldiğimiz noktada meslektaşımız Anayasa Mahkemesinin ihlal kararına rağmen hâlâ cezaevinde tutuluyor. Biz hukuk devleti diye haykırırken kanun devleti bile olmaktan uzaklaşılıyor, anayasasızlaşmaya doğru yol alınıyor.

    “HUKUK DEVLETİ İÇİN, YARGI BAĞIMSIZLIĞINI SAVUNMAK İÇİN BURADAYIZ”

    Ülkemizde bağımsız yargının, adil yargılanma hakkının, hukukun üstünlüğünün en güçlü savunucusu her zaman biz avukatlar olduk. Yine bugün de hukuk devleti için, yargı bağımsızlığını savunmak için buradayız.”

    KÖROĞLU: “İKTİDARIN TESLİM ALAMADIĞI TEK BİR KURUM KALDI O DA SAVUNMA VE SAVUNMANIN ÖRGÜTÜ”

    Sağkan’ın ardından konuşan Ankara Barosu Başkanı Mustafa Köroğlu da “Hiçbir zaman hukuk devleti olmadık aslında biz ancak artık yasa devleti bile değiliz. İktidar TBMM’den çıkan yasalara uymuyorsa hukukun üstünlüğü diye bildiğimiz her şeyin değeri iktidarın gözünde çöp kadarsa geride yaşatacağınız bir hayat kaldı mı? Ama biz buradayız işte. Çünkü teslim alamadıkları tek bir kurum kaldı o da savunma ve savunmanın örgütü. Her şeye rağmen biz dara düşen herkesin umudu olduk. İktidarları bu kadar huzursuz eden hukukun üstünlüğünü tanımamız” ifadelerine yer verdi.

    MANSUR YAVAŞ: ”ADALETE OLAN İNANCINIZ BİZİ AYAKTA TUTUYOR”

    Mitinge gelerek avukatlara desteklerini sunan Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, “Ülkede en çok ihtiyacımız olan adalete olan inancınız bizi ayakta tutuyor. Sığınacağımız tek şey adalet. Bu mücadelenizi sonuna kadar desteklediğimi ifade etmek isterim”  dedi.

    DİYARBAKIR BARO BAŞKANI EREN: “BARIŞIN EGEMEN OLDUĞU, SAVUNMANIN SUSTURULMADIĞI YARINLAR DİLİYORUM”

    Diyarbakır Barosu Başkanı Avukat Nahit Eren de Tahir Elçi’yi anarak sözlerine başladı. Hukukun üstünlüğünün rafa kaldırıldığı, adil yargılanma hakkının kullandırtılmadığı bir ülkede savunma hakkının da önemi bilinmiyor. Baskıyla, katlederek ve ekonomik olarak sindirmeye çalıştığınız avukatlar hiçbir zaman boyun eğmeyecek. Barışın egemen olduğu, savunmanın susturulmadığı yarınlar diliyorum. İyi ki avukatlar var, iyi ki bu ülkede barışı, özgürlüğü ve demokrasiyi savunan sizler varsınız” dedi. Avukatlar bunun üzerine “Tahir Elçi ölümsüzdür” sloganını attı.

    İSTANBUL BARO BAŞKANI FİLİZ SARAÇ: “ADLİYELER İÇİNDE ADİL YARGILAMALARIN YAPILMADIĞI AVM’LERE DÖNÜŞTÜRÜLDÜ”

    İstanbul Barosu Başkanı Filiz Saraç, ise çoklu baroya dikkati çekti ve şunları söyledi:

    “Savunmanın etkisiz kılındığı bir sistemde demokrasiden ve hukuktan bahsedilemez. Avukat mesleğinin güçlendirilmesi yurttaşın savunma hakkının da güçlendirilmesidir. Mesleğimizi yapabilmek için büyük bedeller ödüyoruz ama avukatlar korunmuyor. Ülkemiz hukuk kurallarına uymuyor, Can Atalay hala cezaevinde tutuluyor. Adaleti, eşitliği savunan barolar eşitsiz temsil edilmektedir. Bu yanlıştan biran önce dönülmelidir. Adliyeler büyüdü ama içinde adli yargılamalar yapılmayan AVM’lere dönüştü. Savunmanın etkisiz kılındığı bir sistemde demokrasiden ve hukuktan söz edilemez. Cumhuriyet’in değerlerine sahip çıkmak konusundaki mücadelemiz devam edecek.”

    Devamını Oku

    İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, veda etti

    İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, veda etti
    0

    BEĞENDİM

    ABONE OL

    İYİ Parti’nin bugün yapılan Olağanüstü Kurultayı’nda aday olmayan İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, genel başkan olarak son kez kürsüye geldi. Akşener, “Seçim sonuçlarında doğrultusunda aldığımız riskin elbette farkındaydım. Bedeli ödeme sırasında en önde karşınızda duruyorum. Kimseden bir beklentim olmaksızın gerektiğinde bedel ödemeyi bildim. Bundan dolayı da asla pişman olmadım. Bugün de pişman değilim. Hiçbir pazarlığa, sahtekarlığa girmeden milletin sesini duyurmuş olmanın rahatlığıyla son kez karşınızdayım. İYİ Parti’yi, yıkmak isteyenlere, dağıtmak isteyenlere, çökmek isteyenlere, müsaade etmedim. Allahaısmarladık” diyerek veda etti.

    İYİ Pati’nin seçimli Olağanüstü Kurultay’ı bugün yapılıyor. Kurultayın başlangıcında Meral Akşener için hazırlanmış video gösterimi yapıldı. Video gösterimi sırasında “Hatıran yeter” şarkısının çalması üzerine salonda bulunanlar alkışlar eşliğinde ayağa kaldı.

    31 Mart yerel seçimlerinde alınan sonuçların ardından genel başkanlığı bırakacağını ve aday olmayacağını açıklayan İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, genel başkan olarak son kez kürsüye geldi.

    “UTANACAK BİR YARAM, VİCDANIMI SUSTURABİLECEK BİR GÜÇ OLMADI”

    Akşener, yaptığı konuşmada, “Bugün bu kürsüden son kez konuşuyorum. Emaneti devretme günü. Hayatımın 30 yılını farklı dönem ve imkanlarda memleketimizin geleceği devletimizin güvenliği için çalışarak geçirdik. Hayatımın 30 yılını farklı dönemlerde, farklı mekanlarda, farklı imkanlarla siyaset sahnesinde çalışarak geçirdim. Siyasi kariyerim boyunca beni motive eden tek bir şey vardı, eğitim hayatımda beni yatılı okutan milletimize, cumhuriyetimize ve devletimize karşı vefa borcumu ödemekti. Bu uğurda 30 yıl boyunca, bir kadın olarak zorluklarla, iftiralarla, tehditlerle karşılaştım. Her devrin fırsatçılarıyla, ahlaksızlarıyla, zalimleriyle mücadele ettim. Ama içtenlikle söylüyorum ki, zihnim de vicdanım da hep rahat oldu. Çünkü kişisel bir hesabım olmadı, utanacak bir yaram, vicdanımı susturabilecek bir güç olmadı. Tehdide, baskıya, zorbalığa eyvallahım olmadı. Allah şahit, toz zerresi kadar korkum da olmadı” dedi.

    “O TAŞIN BİZİ EZMESİ İÇİN EL OVUŞTURANLARIN FARKINDAYDIM”

    Konuşmasında 31 mart seçimlerine ‘hür ve müstakil’ olarak girdiklerini de hatırlatan Akşener, şöyle konuştu:

    “Bu karar aslında, bizim için, fabrika ayarlarımıza dönmek demekti. Çünkü biz, İYİ Parti’yi; İki kutba mahkum edilen Türk siyasetinin; yaşam odası olması için kurmuştuk. Çünkü biz İYİ Parti’yi; kavgalara, korkulara, mecburiyetlere, mahkum edilen milletimize yeni bir seçenek sunmak için kurmuştuk. Çünkü biz İYİ Parti’yi bir kişiye, bir zümreye, bir gruba, ya da bir başka partiye kaldıraç olmak, imkan sağlamak, kariyer basamağı olmak için değil; milletin istiklali, memleketin istikbali için kurmuştuk. Dolayısıyla ben de, bugüne kadar hem kendimin, hem de partimizin aldığı tüm kararların, arkasında durduğum gibi bu kararın da, elbette arkasında durdum. Ne kadar zorlu bir yola çıktığımızın, farkındaydım.

    “GEREKTİĞİNDE BEDEL ÖDEMEYİ BİLDİM”

    İftiralarla, karalamalarla, çirkin oyunlarla, üzerimize gelineceğinin, farkındaydım. Satın alınmışlara karşı yürekten inanmışların mücadelesini yürüttüğümüzün farkındaydım. Taşın altına, elini, gövdesini koyanların, farkında olduğum gibi o taşın, bizi ezmesi için çalışanların da iştahla el ovuşturanların da, farkındaydım. Seçim sonuçları doğrultusunda, aldığımız riskin, elbette farkındaydım. İşte bu yüzden bugüne kadar olduğu gibi, bugün de Türkiye’nin, alıştırılmış normallerinin dışında sadece söz söyleme sırasında değil bedel ödeme sırasında da, en önde duruyorum. Bugüne kadar, her daim kimseden bir beklentim olmaksızın gerektiğinde, bedel ödemeyi bildim. Bundan dolayı da, asla pişman olmadım. Nitekim bugün de, pişman değilim. Çünkü, haklılığımızın, elbet bir gün anlaşılacağını biliyorum. Ve bugün üzerime düşen, her şeyi yapmış olmanın huzuruyla son kez karşınızdayım. Hiçbir hesaba, hiçbir pazarlığa, hiçbir sahtekarlığa girmeden milletin sesini duyurmuş olmanın, mutluluğuyla son kez karşınızdayım. İYİ Parti olarak, varlığımızı, onurumuzu, duruşumuzu pazarlık masalarına, meze ettirmemiş olmanın, gururuyla son kez karşınızdayım. İYİ Parti’yi kurduğumuz, ilk günkü gibi bir an bile pes etmeden, mücadele etmiş olmanın, gönül rahatlığıyla son kez karşınızdayım. Allah herkese, böyle veda etmeyi nasip etsin.

    “YIKMAK İSTEYENLERE, DAĞITMAK İSTEYENLERE, ÇÖKMEK İSTEYENLERE, MÜSAADE ETMEDİM”

    Yağmur nereye yağarsa, tarlasını oraya çekenlere mani oldum. İYİ Parti’nin ve İYİ Partilinin fedakarlığını, taşıyamayanlara mani oldum. ‘Tek kişi kalsam da, bu mücadeleden vazgeçmeyeceğim’ dedim asla da vazgeçmedim. ‘Gerekirse bedelini ödeyeceğim’ dedim; Ve bugün de karşınızda; aziz milletime ve sizlere karşı, bir kez daha söylemek isterim ki ben, bu bedeli ödemeye razıyım. Türkiye’nin iyi ve cesur evlatları; Kennedy’nin, çok meşhur bir sözü vardır; ‘Zaferin bin babası vardır, mağlubiyet yetimdir’ der. İşte ben, o bin babanın kaçıştığı yerde o yetim mağlubiyeti, öksüz bırakmadım. Haksız olduğumuz için değil; söz verdiğim için bırakmadım. Başarısızlığı ben aldım, artık başarıyı, siz yakalayacaksınız. Bedeli ben ödedim; artık hesabı, siz tutacaksınız. Kiminiz “abla”, kiminiz “kardeş”, kiminiz “anne” diye geldiniz. Benden bir ev, bir yuva istediniz. Ben de İYİ Parti’yi, sizlere bir ev, bir yuva yaptım. Ocağını tüttürdüm, içini ısıttım, sofrasını kurdum, bahçesini genişlettim. Yıkmak isteyenlere, dağıtmak isteyenlere, çökmek isteyenlere, müsaade etmedim. Ama bugünden sonra artık; bu evi, siz koruyacaksınız. Bu evi, artık, siz ayakta tutacaksınız. Bu eve, artık, siz bakacaksınız. Allahaısmarladık.”

    HABER: MERVE GÜVEN – OGÜN AKKAYA – KAMERA: ONUR BİNGÖL

    Devamını Oku